Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Tevbe) 9:71

Ve mümin27 erkekler; ve mümin27 kadınlar; onların bir kısmı velileridir28 bir kısmın; emrederler marufla291 ve engellerler münkeri82; ve dikerler/ayağa kaldırırlar salâtı5; ve verirler zekâtı10; ve itaat ederler Allah'a ve O’nun resûlüne418; işte bunlar, rahmet271 edecektir onlara Allah; doğrusu Allah Azîzdir37; Hakîmdir9.

-27-

27İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.   

-28-

28Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

-291-

291Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

-82-

82İğrençleştirilmiş, çirkinleştirilmiş. Pasif gelen bir kelimedir. Evrenin kabullerini yani işleyişini bozan uygulamalar mutlak ki çirkinlikle ve iğrençlikle sona erer.  

-5-

5Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

-10-

10Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür. 

-418-418Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.  -271-

271Anne rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır.  

-37-

37Güç yetiren.

-9-

9Bilge/bilgelikle hükmeden.

(Tevbe) 9:71

  # 

     Kelime    

    Anlam    

    Arapça    

 Kök 

1

velmu'minune

ve mümin erkekler

وَالْمُؤْمِنُونَ

امن

2

velmu'minatu

ve mümin kadınlar

وَالْمُؤْمِنَاتُ

امن

3

bea'duhum

bir kısmı onların

بَعْضُهُمْ

بعض

4

evliya'u

velileridir

أَوْلِيَاءُ

ولي

5

bea'din

bir kısmın

بَعْضٍ

بعض

6

ye'murune

emrederler

يَأْمُرُونَ

امر

7

bil-mea'rufi

evrensel kabulleri/normları

بِالْمَعْرُوفِ

عرف

8

ve yenhevne

ve engellerler

وَيَنْهَوْنَ

نهي

9

ani

عَنِ

-

10

l-munkeri

iğrençleştirilmişten/çirkinleştirilmişten

الْمُنْكَرِ

نكر

11

ve yukimune

ve dikerler/ayağa kaldırırlar

وَيُقِيمُونَ

قوم

12

s-salate

salatı

الصَّلَاةَ

صلو

13

ve yu'tune

ve verirler

وَيُؤْتُونَ

اتي

14

z-zekate

zekâtı

الزَّكَاةَ

زكو

15

ve yutiune

ve itaat ederler

وَيُطِيعُونَ

طوع

16

llahe

Allah'a

اللَّهَ

-

17

ve rasulehu

ve O’nun resulüne/elçisine

وَرَسُولَهُ

رسل

18

ulaike

işte bunlar

أُولَٰئِكَ

-

19

seyerhamuhumu

rahmet edecektir onlara

سَيَرْحَمُهُمُ

رحم

20

llahu

Allah

اللَّهُ

-

21

inne

doğrusu

إِنَّ

-

22

llahe

Allah

اللَّهَ

-

23

azizun

azîzdir

عَزِيزٌ

عزز

24

hakimun

hakîmdir

حَكِيمٌ

حكم

1306|9|71|وَٱلْمُؤْمِنُونَ وَٱلْمُؤْمِنَٰتُ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَآءُ بَعْضٍ يَأْمُرُونَ بِٱلْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ ٱلْمُنكَرِ وَيُقِيمُونَ ٱلصَّلَوٰةَ وَيُؤْتُونَ ٱلزَّكَوٰةَ وَيُطِيعُونَ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥٓ أُو۟لَٰٓئِكَ سَيَرْحَمُهُمُ ٱللَّهُ إِنَّ ٱللَّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ
71. Vel mu’minûne vel mu’minâtu ba’duhum evlîyâu ba’d(ba’din), ye’murûne bil ma’rûfi ve yenhevne anil munkeri ve yukîmûnas salâte ve yu’tûnez zekâte ve yutîûnallâhe ve resûleh(resûlehu), ulâike se yerhamuhumullâh(yerhamuhumullâhu), innallâhe azîzun hakîm(hakîmun).