Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Tevbe) 9:112

Tevbe33 edenler; kulluk edenler; hamd3 edenler; seyahat edenler (Allah için); rükû11 edenler; secde12 edenler; emredenler marufla291; ve engelleyenler/yasaklayanlar münkeri82; ve koruyanlar Allah'ın hudutlarını; ve müjdele müminleri27.

-33-

33Dönmek, vazgeçmek.

-3-

3En yüce övgü/methetme.

-11-

11Beynin (bedenle veya bedensiz) eğilmesi, dize gelmesi, baş eğmesi.

-12-

12Beynin (bedenle veya bedensiz) diz çöküp boyun eğmesi.

-291-

291Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

-82-

82İğrençleştirilmiş, çirkinleştirilmiş. Pasif gelen bir kelimedir. Evrenin kabullerini yani işleyişini bozan uygulamalar mutlak ki çirkinlikle ve iğrençlikle sona erer.  

-27-

27İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.   

(Tevbe) 9:112

  # 

     Kelime    

    Anlam    

    Arapça    

 Kök 

1

et-taibune

tevbe edenler

التَّائِبُونَ

توب

2

l-aabidune

kulluk edenler

الْعَابِدُونَ

عبد

3

l-hamidune

hamd edenler

الْحَامِدُونَ

حمد

4

s-saihune

seyahat edenler (Allah için)

السَّائِحُونَ

سيح

5

r-rakiune

rükû edenler

الرَّاكِعُونَ

ركع

6

s-sacidune

secde edenler

السَّاجِدُونَ

سجد

7

l-amirune

emredenler

الْامِرُونَ

امر

8

bil-mea'rufi

evrensel kabul edilmişle

بِالْمَعْرُوفِ

عرف

9

ve nnahune

ve engelleyenler/yasaklayanlar

وَالنَّاهُونَ

نهي

10

ani

عَنِ

-

11

l-munkeri

iğrençleştirilmişten/çirkinleştirilmişten

الْمُنْكَرِ

نكر

12

velhafizune

ve koruyanlar

وَالْحَافِظُونَ

حفظ

13

lihududi

hudutlarını

لِحُدُودِ

حدد

14

llahi

Allah'ın

اللَّهِ

-

15

ve beşşiri

ve müjdele

وَبَشِّرِ

بشر

16

l-mu'minine

müminleri

الْمُؤْمِنِينَ

امن

1347|9|112|ٱلتَّٰٓئِبُونَ ٱلْعَٰبِدُونَ ٱلْحَٰمِدُونَ ٱلسَّٰٓئِحُونَ ٱلرَّٰكِعُونَ ٱلسَّٰجِدُونَ ٱلْءَامِرُونَ بِٱلْمَعْرُوفِ وَٱلنَّاهُونَ عَنِ ٱلْمُنكَرِ وَٱلْحَٰفِظُونَ لِحُدُودِ ٱللَّهِ وَبَشِّرِ ٱلْمُؤْمِنِينَ
112. Ettâibûnel âbidûnel hâmidûnes sâihûner râkiûnes sâcidûnel âmirûne bil ma’rûfi ven nâhûne anil munkeri vel hâfizûne li hudûdillâh (hudûdillâhi), ve beşşiril mu’minîn (mu’minîne).