Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Enfâl) 8:48
Ve süsledi onlara şeytân29 yaptıklarını onların; ve dedi (şeytân) olmaz galip sizlere bugün insanlardan; ve doğrusu ben bir bitişik sığınağım sizlere; öyle ki ne zaman gördü (birbirini) iki grup* çekildi (geriye) (şeytân) iki ökçesi üzerine; ve dedi (şeytân) "Doğrusu ben uzağım sizlerden; doğrusu ben görürüm görmediğinizi; doğrusu ben korkarım Allah'tan ve Allah şiddetlidir akabinde."
-29-

29Saptıran, bozan, uzaklaştıran her şey için kullanılan bir kavramdır. En büyük şeytân İblîs'tir. Onun soyları olan, paralel evrenden kalp ve beyin hücrelerimize kuantum seviyesinde fısıldayarak insanları saptıran cinler de bir şeytândır. İnsanlardan bir kimse de şeytân olabilir. Haktan/gerçekten saptırmışsa; doğru olanı bozmuşsa, doğrudan uzaklaştırmışsa o şey Kur'an'a göre şeytândır. Kur'an'dan saptıran, Kur'an'ı anlamını bozan söylenti/hadis kitapları da birer şeytândır. Güneş'ten çıkan kozmik parçacıklar da DNA gibi organik molekülleri bozduğu için Rabbimiz tarafından şeytanlar olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle geçtiği ayete göre anlam verilmelidir.

*İki savaş topluluğu.
null
(Enfâl) 8:48

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

ve iz

ve 

وَإِذْ

-

2

zeyyene

süsledi

زَيَّنَ

زين

3

lehumu

onlara

لَهُمُ

-

4

ş-şeytanu

şeytân

الشَّيْطَانُ

شطن

5

ea'malehum

amellerini onların

أَعْمَالَهُمْ

عمل

6

ve kale

ve dedi (şeytân)

وَقَالَ

قول

7

la

olmaz

لَا

-

8

galibe

galip

غَالِبَ

غلب

9

lekumu

sizlere

لَكُمُ

-

10

l-yevme

bugün

الْيَوْمَ

يوم

11

mine

 

مِنَ

-

12

n-nasi

insanlardan

النَّاسِ

نوس

13

ve inni

ve doğrusu ben

وَإِنِّي

-

14

carun

bir sığınağım bitişik 

جَارٌ

جور

15

lekum

sizlere

لَكُمْ

-

16

felemma

öyle ki ne zaman

فَلَمَّا

-

17

tera'eti

gördü (birbirini)

تَرَاءَتِ

راي

18

l-fietani

iki grup

الْفِئَتَانِ

فاي

19

nekesa

çekildi (geriye) (şeytân)

نَكَصَ

نكص

20

ala

üzerine

عَلَىٰ

-

21

akibeyhi

iki ökçesi

عَقِبَيْهِ

عقب

22

ve kale

ve dedi (şeytân) 

وَقَالَ

قول

23

inni

doğrusu ben

إِنِّي

-

24

beri'un

uzağım

بَرِيءٌ

برا

25

minkum

sizlerden

مِنْكُمْ

-

26

inni

doğrusu ben

إِنِّي

-

27

era

görürüm

أَرَىٰ

راي

28

ma

 

مَا

-

29

la

 

لَا

-

30

teravne

görmediğinizi

تَرَوْنَ

راي

31

inni

doğrusu ben

إِنِّي

-

32

ehafu

korkarım

أَخَافُ

خوف

33

llahe

Allah'tan

اللَّهَ

-

34

vallahu

ve Allah

وَاللَّهُ

-

35

şedidu

şiddetlidir

شَدِيدُ

شدد

36

l-ikabi

akabinde

الْعِقَابِ

عقب


1208|8|48|وَإِذْ زَيَّنَ لَهُمُ ٱلشَّيْطَٰنُ أَعْمَٰلَهُمْ وَقَالَ لَا غَالِبَ لَكُمُ ٱلْيَوْمَ مِنَ ٱلنَّاسِ وَإِنِّى جَارٌ لَّكُمْ فَلَمَّا تَرَآءَتِ ٱلْفِئَتَانِ نَكَصَ عَلَىٰ عَقِبَيْهِ وَقَالَ إِنِّى بَرِىٓءٌ مِّنكُمْ إِنِّىٓ أَرَىٰ مَا لَا تَرَوْنَ إِنِّىٓ أَخَافُ ٱللَّهَ وَٱللَّهُ شَدِيدُ ٱلْعِقَابِ
48. Ve iz zeyyene lehumuş şeytânu a’mâlehum ve kâle lâ gâlibe lekumul yevme minen nâsi ve innî cârun lekum, fe lemmâ terâetil fietâni nekesa alâ akıbeyhi ve kâle innî berîun minkum innî erâ mâ lâ terevne innî ehâfullâh(ehâfullâhe), vallâhu şedîdul ıkâb(ıkâbi).