Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(A'râf) 7:38

Dedi (Allah): “Girin ümmetlere/topluluklara; muhakkak ki halife65 oldu sizden önce ateşe (cehenneme); cinden91 ve insandan”; ne zaman girdi bir ümmet305; lanet etti (ümmet) kız kardeşine; ta ki yakaladıkları/yetiştikleri* zaman orada (cehennemde) topluca; dedi sonraki (ümmet) onların önceki (ümmeti) için: “Rabbimiz! Bunlar dalalete128 sürüklediler bizleri; öyle ki ver onlara bir kat (daha) azap ateşten; dedi (Allah): “Hepsi içindir bir kat; fakat bilmezsiniz.”

-65-

65Sonrası gelen, halef.

-91-

91Görünmeyen, gizli, örtülü. Anne rahminde yaratılan fetüs dışardan görülemediği için cenin olarak işaret edilir. Mecnun da aklı örtülmüş, gizlenmiş kimseler için kullanılır. Yeşilliklerle örtülü olması nedeniyle cennet kelimesi de aynı kökten türemiştir. Cin kelimesinin işaret ettiği şey/şeyler Rabbimizin ayette işaret ettiği şeye göre değişir. Bunlar;

-305-

305Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

-128-

128Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

*Birbirlerini, birbirlerine.
(A'râf) 7:38

  # 

     Kelime    

    Anlam    

    Arapça    

 Kök 

1

kale

dedi (Allah)

قَالَ

قول

2

dhulu

girin

ادْخُلُوا

دخل

3

fi

فِي

-

4

umemin

ümmetlere/topluluklara

أُمَمٍ

امم

5

kad

muhakkak

قَدْ

-

6

halet

halife oldu

خَلَتْ

خلو

7

min

مِنْ

-

8

kablikum

sizden önce

قَبْلِكُمْ

قبل

9

mine

مِنَ

-

10

l-cinni

cinden

الْجِنِّ

جنن

11

vel'insi

ve insandan

وَالْإِنْسِ

انس

12

fi

فِي

-

13

n-nari

ateşe

النَّارِ

نور

14

kullema

ne zaman

كُلَّمَا

كلل

15

dehalet

girdi

دَخَلَتْ

دخل

16

ummetun

bir ümmet

أُمَّةٌ

امم

17

leanet

lanet etti (ümmet)

لَعَنَتْ

لعن

18

uhteha

kız kardeşine

أُخْتَهَا

اخو

19

hatta

ta ki

حَتَّىٰ

-

20

iza

zaman

إِذَا

-

21

ddaraku

yakaladıkları/yetiştikleri

ادَّارَكُوا

درك

22

fiha

orada (cehennemde)

فِيهَا

-

23

cemian

topluca

جَمِيعًا

جمع

24

kalet

dedi

قَالَتْ

قول

25

uhrahum

sonraki (ümmet) onların

أُخْرَاهُمْ

اخر

26

liulahum

onların önceki (ümmeti) için

لِأُولَاهُمْ

اول

27

rabbena

Rabbimiz!

رَبَّنَا

ربب

28

ha'ula'i

bunlar

هَٰؤُلَاءِ

-

29

edelluna

dalalete sürüklediler bizleri

أَضَلُّونَا

ضلل

30

fe atihim

öyle ki ver onlara

فَاتِهِمْ

اتي

31

azaben

bir azap

عَذَابًا

عذب

32

dia'fen

bir kat

ضِعْفًا

ضعف

33

mine

مِنَ

-

34

n-nari

ateşten

النَّارِ

نور

35

kale

dedi (Allah)

قَالَ

قول

36

likullin

hepsi içindir

لِكُلٍّ

كلل

37

dia'fun

bir kat

ضِعْفٌ

ضعف

38

velakin

fakat

وَلَٰكِنْ

-

39

la

لَا

-

40

tea'lemune

bilmezsiniz

تَعْلَمُونَ

علم

992|7|38|قَالَ ٱدْخُلُوا۟ فِىٓ أُمَمٍ قَدْ خَلَتْ مِن قَبْلِكُم مِّنَ ٱلْجِنِّ وَٱلْإِنسِ فِى ٱلنَّارِ كُلَّمَا دَخَلَتْ أُمَّةٌ لَّعَنَتْ أُخْتَهَا حَتَّىٰٓ إِذَا ٱدَّارَكُوا۟ فِيهَا جَمِيعًا قَالَتْ أُخْرَىٰهُمْ لِأُولَىٰهُمْ رَبَّنَا هَٰٓؤُلَآءِ أَضَلُّونَا فَـَٔاتِهِمْ عَذَابًا ضِعْفًا مِّنَ ٱلنَّارِ قَالَ لِكُلٍّ ضِعْفٌ وَلَٰكِن لَّا تَعْلَمُونَ
38. Kâledhulû fî umemin kad halet min kablikum minel cinni vel insi fîn nâr(nâri), kullemâ dehalet ummetun leanet uhtehâ, hattâ izeddârekû fîhâ cemîân kâlet uhrâhum li ûlâhum rabbenâ hâulâi edallûnâ fe âtihim azâben di’fen minen nâr(nâri) kâle li kullin di’fun ve lâkin lâ ta’lemûn(ta’lemûne).