Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(A'râf) 7:19
"Ve ey Âdem50! Mesken edin sen ve eşin cennette*; öyle ki yiyin ikiniz dilediğiniz yerden; ve yaklaşmayın ikiniz şu ağaca691; öyle ki olursunuz ikiniz zalimlerden257."
-50-

50Bilge insandan (Homo Sapiens) ilk nebi/peygamber. Âdem ve eşi örneklemi üzerinden insanlığın başından geçen olaylar Kur'an'la hatırlatılmaktadır. Âdem ve eşinin başından geçen olayların tamamı tüm insanların başından geçmiş olaylardır. Yüce Allah'ın sıfatlarının nasıl tecelli ettiğini öğrenebilen, fikir yürütebilen bir varlık olan Âdem ve eşi bir cennet evreninde rahat ve kolay şekilde yaşamaktaydı. İblîs'in cennet evrenine paralel olan başka bir evrenden fısıldamasıyla Yüce Allah'ın emrine karşı geldiler. Anında tövbe ettiler. Yüce Allah onların tövbelerini kabul etti. İblîs Âdem'e meydan okumaya devam etti. Âdem de kabul etti. Yüce Allah bu karşılıklı meydan okumanın gerçekleşmesine izin verdi. Âdem'i, eşini ve tüm insanları daha alçak olan şu an içinde bulunduğumuz evrene gönderdi. Aynı şekilde İblîs'i ve onun soyundan olan cinleri de paralel bir evrene yerleştirdi. Sınavın kuralı gereği olarak cinlerin insanların kalp ve beyindeki sinir hücrelerine kuantum seviyesinde kendi paralel evrenlerinden fısıldayabilme izni verildi. Tek yapabildikleri fısıldamaktır. Ne yazık ki insanların çoğu bu sınavı kaybetti. 

-691-

691İlk cennet evrenimizde iblisin kandırmasıyla Yüce Allah'ın ilâhlık sıfatına ortak koştuğumuz ağaç. İblis bu ağaçtan tattığımızda ölümsüzler olacağımız yalanıyla hepimizi kandırdı ve ilk cennet evreninden çıkmamıza neden oldu. Bizler Yüce Allah'ı çağırmak yerine bir ağaca bel bağladık. Ağacın bizlere ilâhi yardım edeceğine inandık. Bu günahın bedelini ilk cennetten öldürülerek çıkarılmayla ödedik. Ancak Rabbimiz yine bizim tevbemizi kabul etti ve bizlere 2. bir şans verdi. Daha alçak olan bir evrene gönderildik. İblisle olan sınavın 2. periyodunu şu an yaşamaktayız.  

-257-

257Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır. 

*İblîs'e verilen izin sonrası Âdem ve eşinin bir cennet evrenine yerleştirilmesi. Erkek ve kadın tüm insanlar bir cennet evrenine yerleştirilmiştir. Şu an içinde yaşadığımız evren değildir.    
null
(A'râf) 7:19

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

ve ya ademu

ve ey Âdem

وَيَا ادَمُ

-

2

skun

mesken edin

اسْكُنْ

سكن

3

ente

sen

أَنْتَ

-

4

ve zevcuke

ve eşin

وَزَوْجُكَ

زوج

5

l-cennete

cennette

الْجَنَّةَ

جنن

6

fe kula

öyle ki yiyin ikiniz

فَكُلَا

اكل

7

min

 

مِنْ

-

8

haysu

yerden

حَيْثُ

حيث

9

şi'tuma

dilediniz ikiniz

شِئْتُمَا

شيا

10

vela

ve

وَلَا

-

11

tekraba

yaklaşmayın ikiniz

تَقْرَبَا

قرب

12

hazihi

şu

هَٰذِهِ

-

13

ş-şecerate

ağaca

الشَّجَرَةَ

شجر

14

fetekuna

öyle ki olursunuz ikiniz

فَتَكُونَا

كون

15

mine

 

مِنَ

-

16

z-zalimine

zalimlerden

الظَّالِمِينَ

ظلم


973|7|19|وَيَٰٓـَٔادَمُ ٱسْكُنْ أَنتَ وَزَوْجُكَ ٱلْجَنَّةَ فَكُلَا مِنْ حَيْثُ شِئْتُمَا وَلَا تَقْرَبَا هَٰذِهِ ٱلشَّجَرَةَ فَتَكُونَا مِنَ ٱلظَّٰلِمِينَ
19. Ve yâ âdemuskun ente ve zevcukel cennete fe kulâ min haysu şi’tumâ ve lâ takrebâ hâzihiş şecerete fe tekûnâ minez zâlimîn(zâlimîne).