Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(A'râf) 7:146
Uzak tutacağım ayetlerimden454 kimseleri (ki) kibirlenirler/büyüklenirler yerde olmaksızın hak/gerçek; ve eğer görseler her bir ayeti287 iman47 etmezler ona*; ve eğer görseler reşit/doğru/olgun yolu edinmezler/tutmazlar onu** bir yol (olarak); ve eğer görseler sapkınlık yolunu edinirler/tutarlar onu** bir yol (olarak); işte böyledir; ki ayetlerimizi yalanladıklarındandır195; ve ondan gâfil310 olduklarındandır.
-454-454Sadece kutsal kitaplarda bulunan Yüce Allah'ın hükümleri, kelamı.  -287-

287Gösterge, işaret, mucize, indikatör.

-47-

47Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

-195-

195Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır. 

-310-

310Aymaz, bilmez, farkında olmayan.

*Ayete.

**Yolu.

null
(A'râf) 7:146

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

seesrifu

uzak tutacağım

سَأَصْرِفُ

صرف

2

an

 

عَنْ

-

3

ayatiye

ayetlerim

ايَاتِيَ

ايي

4

ellezine

kimseleri

الَّذِينَ

-

5

yetekebberune

kibirlenirler/büyüklenirler

يَتَكَبَّرُونَ

كبر

6

fi

 

فِي

-

7

l-erdi

yerde

الْأَرْضِ

ارض

8

bigayri

olmaksızın

بِغَيْرِ

غير

9

l-hakki

hak/gerçek

الْحَقِّ

حقق

10

ve in

ve eğer

وَإِنْ

-

11

yerav

görseler

يَرَوْا

راي

12

kulle

herbir

كُلَّ

كلل

13

ayetin

ayeti

ايَةٍ

ايي

14

la

 

لَا

-

15

yu'minu

iman etmezler

يُؤْمِنُوا

امن

16

biha

ona

بِهَا

-

17

ve in

ve eğer

وَإِنْ

-

18

yerav

görseler

يَرَوْا

راي

19

sebile

yolu

سَبِيلَ

سبل

20

r-ruşdi

reşid/doğru/olgun

الرُّشْدِ

رشد

21

la

 

لَا

-

22

yettehizuhu

edinmezler/tutmazlar onu

يَتَّخِذُوهُ

اخذ

23

sebilen

bir yol (olarak)

سَبِيلًا

سبل

24

vein

ve eğer

وَإِنْ

-

25

yerav

görseler

يَرَوْا

راي

26

sebile

yolunu

سَبِيلَ

سبل

27

l-gayyi

sapkınlık

الْغَيِّ

غوي

28

yettehizuhu

edinirler/tutarlar onu

يَتَّخِذُوهُ

اخذ

29

sebilen

bir yol (olarak)

سَبِيلًا

سبل

30

zalike

işte böyledir

ذَٰلِكَ

-

31

biennehum

ki onların

بِأَنَّهُمْ

-

32

kezzebu

yalanlamalarıyladır

كَذَّبُوا

كذب

33

biayatina

ayetlerimizi

بِايَاتِنَا

ايي

34

ve kanu

ve oldular

وَكَانُوا

كون

35

anha

ondan

عَنْهَا

-

36

gafiline

gafiller

غَافِلِينَ

غفل


1100|7|146|سَأَصْرِفُ عَنْ ءَايَٰتِىَ ٱلَّذِينَ يَتَكَبَّرُونَ فِى ٱلْأَرْضِ بِغَيْرِ ٱلْحَقِّ وَإِن يَرَوْا۟ كُلَّ ءَايَةٍ لَّا يُؤْمِنُوا۟ بِهَا وَإِن يَرَوْا۟ سَبِيلَ ٱلرُّشْدِ لَا يَتَّخِذُوهُ سَبِيلًا وَإِن يَرَوْا۟ سَبِيلَ ٱلْغَىِّ يَتَّخِذُوهُ سَبِيلًا ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ كَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَا وَكَانُوا۟ عَنْهَا غَٰفِلِينَ
146. Seasrifu an âyâtiyellezîne yetekebberûne fîl ardı bi gayril hakkı ve in yerev kulle âyetin lâ yu’minu bihâ ve in yerev sebîler ruşdi lâ yettehızûhu sebîlen ve in yerev sebilel gayyi yettehızûhu sebîl(sebîlen), zâlike bi ennehum kezzebû bi âyâtinâ ve kânû anhâ gâfilîn(gâfilîne).