Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(A'râf) 7:127
Ve dedi mele364 firavunun kavminden/toplumundan: "Bırakır mısın Mûsâ’yı ve kavmini/toplumunu fesat265 çıkarmaları için yerde?; ve bırakır (Mûsâ) seni ve senin ilâhlarını"; dedi (firavun): "Katledeceğiz onların oğullarını ve hayatta bırakacağız onların kadınlarını; ve doğrusu biz üstünüyüz onların kâhirler* (olarak)."
-364-364Toplumun önde gelenleri, yetkinleri. -265-

265Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

*Dilediğini zorla yaptırma gücü olan, güç yetiren, zapt eden, zafer kazanan, kahreden, zorla hizaya getiren.
null
(A'râf) 7:127

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

ve kale

ve dedi

وَقَالَ

قول

2

l-meleu

mele

الْمَلَأُ

ملا

3

min

 

مِنْ

-

4

kavmi

kavminden/toplumundan

قَوْمِ

قوم

5

fir'avne

firavunun

فِرْعَوْنَ

-

6

etezeru

bırakır mısın

أَتَذَرُ

وذر

7

musa

Mûsâ’yı

مُوسَىٰ

-

8

ve kavmehu

ve kavmini/toplumunu

وَقَوْمَهُ

قوم

9

liyufsidu

fesat çıkarmaları için

لِيُفْسِدُوا

فسد

10

fi

 

فِي

-

11

l-erdi

yerde

الْأَرْضِ

ارض

12

ve  yezerake

ve bırakır seni

وَيَذَرَكَ

وذر

13

ve aliheteke

ve senin ilahlarını

وَالِهَتَكَ

اله

14

kale

dedi

قَالَ

قول

15

senukattilu

katledeceğiz

سَنُقَتِّلُ

قتل

16

ebna'ehum

oğullarını onların

أَبْنَاءَهُمْ

بني

17

ve nestehyi

ve hayatta bırakacağız

وَنَسْتَحْيِي

حيي

18

nisa'ehum

kadınlarını onların

نِسَاءَهُمْ

نسو

19

ve inna

ve doğrusu biz

وَإِنَّا

-

20

fevkahum

üstünüyüz onların

فَوْقَهُمْ

فوق

21

kahirune

kahirler (olarak)

قَاهِرُونَ

قهر

1081|7|127|وَقَالَ ٱلْمَلَأُ مِن قَوْمِ فِرْعَوْنَ أَتَذَرُ مُوسَىٰ وَقَوْمَهُۥ لِيُفْسِدُوا۟ فِى ٱلْأَرْضِ وَيَذَرَكَ وَءَالِهَتَكَ قَالَ سَنُقَتِّلُ أَبْنَآءَهُمْ وَنَسْتَحْىِۦ نِسَآءَهُمْ وَإِنَّا فَوْقَهُمْ قَٰهِرُونَ
127. Ve kâlel meleu min kavmi fir’avne e tezeru mûsâ ve kavmehu li yufsidû fìl ardı ve yezereke ve âliheteke, kâle senukattilu ebnâehum ve nestahyî nisâehum ve innâ fevkahum kâhirûn(kâhirûne).