Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Tahrim) 66:8
Ey iman47 etmiş kimseler! Tevbe33 edin Allah'a karşı içten/samimi bir tevbe (-yle); belki de Rabbiniz4 ki kâfirlik25 eder sizden kötülüklerinizi ve sokar sizleri cennetlere (ki) akar altlarından onun** nehirler; gündür (ki) hüzünlendirmez Allah nebiyi* ve onunla beraber iman47 etmiş kimseleri; nurları*** onların yürür/ilerler elleri arasında ve sağlarında; derler: "Rabbimiz4! Tamamla bizlere nurumuzu***; ve mağfiret319 et bizlere; doğrusu sensin her bir şey üzerine bir Kadîr177."
-47-

47Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

-33-

33Dönmek, vazgeçmek.

-4-

4Efendi, komuta eden.

-25-

25Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.  

-319-

319Bağışlama, affetme.

-177-

177Ölçeklendiren, derecelendiren, değerini belirleyen.

*Nebi Muhammed.

**Cennetin.

***Aydınlıkları, aydınlığımızı.

null
(Tahrim) 66:8

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

ya eyyuha

ey

يَا أَيُّهَا

-

2

ellezine

kimseler

الَّذِينَ

-

3

amenu

iman etmiş

امَنُوا

امن

4

tubu

tevbe edin

تُوبُوا

توب

5

ila

karşı

إِلَى

-

6

llahi

Allah'a

اللَّهِ

-

7

tevbeten

bir tevbe (-ile)

تَوْبَةً

توب

8

nesuhen

bir içten/samimi

نَصُوحًا

نصح

9

asa

belki de

عَسَىٰ

عسي

10

rabbukum

Rabbiniz

رَبُّكُمْ

ربب

11

en

ki

أَنْ

-

12

yukeffira

kâfirlik eder

يُكَفِّرَ

كفر

13

ankum

sizden

عَنْكُمْ

-

14

seyyiatikum

kötülüklerinizi

سَيِّئَاتِكُمْ

سوا

15

ve yudhilekum

ve sokar sizleri

وَيُدْخِلَكُمْ

دخل

16

cennatin

cennetlere

جَنَّاتٍ

جنن

17

tecri

akar

تَجْرِي

جري

18

min

 

مِنْ

-

19

tehtiha

altlarından onun

تَحْتِهَا

تحت

20

l-enharu

nehirler

الْأَنْهَارُ

نهر

21

yevme

gündür (ki)

يَوْمَ

يوم

22

la

 

لَا

-

23

yuhzi

hüzünlendirmez

يُخْزِي

خزي

24

llahu

Allah

اللَّهُ

-

25

n-nebiyye

nebiyi

النَّبِيَّ

نبا

26

vellezine

ve kimseleri

وَالَّذِينَ

-

27

amenu

iman etmiş

امَنُوا

امن

28

meahu

onunla beraber

مَعَهُ

-

29

nuruhum

nurları/aydınlıkları

نُورُهُمْ

نور

30

yes'aa

yürür/ilerler

يَسْعَىٰ

سعي

31

beyne

arasında

بَيْنَ

بين

32

eydihim

elleri

أَيْدِيهِمْ

يدي

33

ve bieymanihim

ve sağlarında

وَبِأَيْمَانِهِمْ

يمن

34

yekulune

derler

يَقُولُونَ

قول

35

rabbena

Rabbimiz

رَبَّنَا

ربب

36

etmim

tamamla

أَتْمِمْ

تمم

37

lena

bizlere

لَنَا

-

38

nurana

nurumuzu

نُورَنَا

نور

39

vegfir

ve mağfiret et

وَاغْفِرْ

غفر

40

lena

bizlere

لَنَا

-

41

inneke

doğrusu sen

إِنَّكَ

-

42

ala

üzerine

عَلَىٰ

-

43

kulli

her

كُلِّ

كلل

44

şey'in

bir şey

شَيْءٍ

شيا

45

kadirun

bir Kadîr’sin

قَدِيرٌ

قدر


5235|66|8|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ تُوبُوٓا۟ إِلَى ٱللَّهِ تَوْبَةً نَّصُوحًا عَسَىٰ رَبُّكُمْ أَن يُكَفِّرَ عَنكُمْ سَيِّـَٔاتِكُمْ وَيُدْخِلَكُمْ جَنَّٰتٍ تَجْرِى مِن تَحْتِهَا ٱلْأَنْهَٰرُ يَوْمَ لَا يُخْزِى ٱللَّهُ ٱلنَّبِىَّ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ مَعَهُۥ نُورُهُمْ يَسْعَىٰ بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَبِأَيْمَٰنِهِمْ يَقُولُونَ رَبَّنَآ أَتْمِمْ لَنَا نُورَنَا وَٱغْفِرْ لَنَآ إِنَّكَ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ
8. Yâ eyyuhellezîne âmenû tûbû ilâllâhi tevbeten nasûhâ(nasûhan), asâ rabbukum en yukeffire ankum seyyiâtikum ve yudhilekum cennâtin tecrî min tahtihel enhâru, yevme lâ yuhzîllâhun nebiyye vellezîne âmenû meah(meahu), nûruhum yes’â beyne eydîhim ve bi eymânihim yekûlûne rabbenâ etmim lenâ nûrenâ vagfir lenâ, inneke alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun).