Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Tahrim) 66:12
Ve İmrân'ın kızı Meryem'i; o ki ulaşılmaz kıldı bacak arasındakini; öyle ki nefes verdik ona* ruhumuzdan608; ve doğruladı kelimelerini416 Rabbinin4; ve kitaplarını**; ve oldu kanaat398 edenlerden.
-608-608Ruh canlandıran demektir. Anlaşılır ki yaratılan cansız bir beşer bedenine bilincin yüklenmesi Yüce Allah'ın kendi canlandırması olan ruhundan üflemesiyle olur. Yüce Allah 'Hayy' sıfatıyla cansız atomları canlandırır. Bilinç kazandırır. Bizlere de Rabbimiz ruhunda üflemiştir. İnsan yaratılış özelliği olarak kıymetli bir varlıktır. Rabbine karşı takvalı olursa şerefli bir varlık olur.  -416-416Buyruğu, emri, hükmü, kararı, 'ol' demesi.-4-

4Efendi, komuta eden.

-398-398Yetinmek. Yüce Allah'ın fazlından/lütfundan aranma/bakınma sonrası Yüce Allah'ın bahşettikleriyle yetinmek. Elindekinden hoşnut olma durumu, yeter bulmak.

*Meryem'i işaret ederken eril tekil zamirle gelmesi büyük bir mucizedir. Bu da bizlere Meryem'in gerçek bir hermafrodit (Dış cinsel organı kadın olmakla birlikte karın içinde hem yumurtalığın hem de testisin bulunması) olduğunun başka bir delilini sunar. Meryem'in vücudunda bazı hücreler 46 XX, bazı hücreler 46 XY kromozomuna sahipti. 

**Yazıtlarını. Levh-i Mahfûz kitabında yazılı olan kuantum bilgileri tecelli etti ve Yüce Allah'ın kelimesi/emri/buyruğu yerine geldi. 

null
(Tahrim) 66:12

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

ve meryeme

ve Meryem'i

وَمَرْيَمَ

-

2

bnete

kızı

ابْنَتَ

بني

3

imrane

İmran'ın

عِمْرَانَ

-

4

lleti

ki

الَّتِي

-

5

ehsanet

ulaşılmaz kıldı

أَحْصَنَتْ

حصن

6

ferceha

bacak arasındakini

فَرْجَهَا

فرج

7

fenefehna

öyle ki nefesledik

فَنَفَخْنَا

نفخ

8

fihi

ona

فِيهِ

-

9

min

 

مِنْ

-

10

ruhina

ruhumuzdan

رُوحِنَا

روح

11

ve saddekat

ve doğruladı

وَصَدَّقَتْ

صدق

12

bikelimati

kelimelerini

بِكَلِمَاتِ

كلم

13

rabbiha

Rabbinin

رَبِّهَا

ربب

14

ve kutubihi

ve kitaplarını

وَكُتُبِهِ

كتب

15

ve kanet

ve oldu

وَكَانَتْ

كون

16

mine

 

مِنَ

-

17

l-kanitine

kanaat edenlerden

الْقَانِتِينَ

قنت


5239|66|12|وَمَرْيَمَ ٱبْنَتَ عِمْرَٰنَ ٱلَّتِىٓ أَحْصَنَتْ فَرْجَهَا فَنَفَخْنَا فِيهِ مِن رُّوحِنَا وَصَدَّقَتْ بِكَلِمَٰتِ رَبِّهَا وَكُتُبِهِۦ وَكَانَتْ مِنَ ٱلْقَٰنِتِينَ
12. Ve meryemebnete ımrânelletî ahsanet fercehâ fe nefahnâ fîhi min rûhınâ ve saddekat bi kelimâti rabbihâ ve kutubihî ve kânet minel kânitîn(kânitîne).