Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Mümtehine) 60:1
Ey iman47 etmiş kimseler! Edinmeyin düşmanlarımı ve düşmanlarınızı evliya212; atarsınız/koyarsınız onlara sevgiyle/duygusal yakınlıkla; ve muhakkak kâfirlik25 ettiler sizlere haktan/gerçekten gelmişe; çıkarırlar resûlü; ve sizler ki iman47 edersiniz Allah'a; Rabbinize4; eğer olduysanız çıkmışlar bir cihata yolumda; ve bakınanlar/arananlar rızama; sırlaşırsınız onlara sevgiyle/duygusal yakınlıkla; ve ben daha iyi bilenim hafiyelik ettiğinizi; ve alenileştirdiğinizi; ve kim faaliyet içinde olur ona sizlerden; öyle ki muhakkak dalalete düştü seviyeli/düzgün yoldan.
-47-

47Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

-212-

212Veli kelimesinin çoğulu. Veliler. Koruyan, himaye eden yakın arkadaşlar. 

-25-

25Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.  

-4-

4Efendi, komuta eden.

null
(Mümtehine) 60:1

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

ya eyyuha

ey

يَا أَيُّهَا

-

2

ellezine

kimseler

الَّذِينَ

-

3

amenu

iman etmiş

امَنُوا

امن

4

la

 

لَا

-

5

tettehizu

edinmeyin

تَتَّخِذُوا

اخذ

6

aduvvi

düşmanlarımı

عَدُوِّي

عدو

7

ve aduvve kum

ve düşmanlarınızı

وَعَدُوَّكُمْ

عدو

8

evliya'e

evliya

أَوْلِيَاءَ

ولي

9

tulkune

atarsınız/koyarsınız

تُلْقُونَ

لقي

10

ileyhim

onlara

إِلَيْهِمْ

-

11

bil-meveddeti

sevgiyle/duygusal yakınlıkla

بِالْمَوَدَّةِ

ودد

12

vekad

ve muhakkak

وَقَدْ

-

13

keferu

kâfirlik ettiler

كَفَرُوا

كفر

14

bima

 

بِمَا

-

15

ca'ekum

sizlere gelmişe

جَاءَكُمْ

جيا

16

mine

 

مِنَ

-

17

l-hakki

haktan/gerçekten

الْحَقِّ

حقق

18

yuhricune

çıkarırlar

يُخْرِجُونَ

خرج

19

r-rasule

resûlü

الرَّسُولَ

رسل

20

ve iyyakum

ve sizlere

وَإِيَّاكُمْ

-

21

en

ki

أَنْ

-

22

tu'minu

iman edersiniz

تُؤْمِنُوا

امن

23

billahi

Allah'a

بِاللَّهِ

-

24

rabbikum

Rabbinize

رَبِّكُمْ

ربب

25

in

eğer

إِنْ

-

26

kuntum

olduysanız

كُنْتُمْ

كون

27

haractum

çıkmışlar

خَرَجْتُمْ

خرج

28

cihaden

bir cihata

جِهَادًا

جهد

29

fi

 

فِي

-

30

sebili

yolumda

سَبِيلِي

سبل

31

vebtiga'e

ve bakınanlar/arananlar

وَابْتِغَاءَ

بغي

32

merdati

rızama

مَرْضَاتِي

رضو

33

tusirrune

sırlaşırsınız

تُسِرُّونَ

سرر

34

ileyhim

onlara

إِلَيْهِمْ

-

35

bil-meveddeti

sevgiyle/duygusal yakınlıkla

بِالْمَوَدَّةِ

ودد

36

veena

ve ben

وَأَنَا

-

37

ea'lemu

daha iyi bilenim

أَعْلَمُ

علم

38

bima

 

بِمَا

-

39

ehfeytum

hafiyelik ettiğinizi

أَخْفَيْتُمْ

خفي

40

ve ma

ve

وَمَا

-

41

ea'lentum

alenileştirdiğiniz

أَعْلَنْتُمْ

علن

42

ve men

ve kim

وَمَنْ

-

43

yef'alhu

faaliyet içinde olur ona

يَفْعَلْهُ

فعل

44

minkum

sizlerden

مِنْكُمْ

-

45

fekad

öyle ki muhakkak

فَقَدْ

-

46

delle

dalalete düştü

ضَلَّ

ضلل

47

seva'e

seviyeli/düzgün

سَوَاءَ

سوي

48

s-sebili

yoldan

السَّبِيلِ

سبل


5149|60|1|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تَتَّخِذُوا۟ عَدُوِّى وَعَدُوَّكُمْ أَوْلِيَآءَ تُلْقُونَ إِلَيْهِم بِٱلْمَوَدَّةِ وَقَدْ كَفَرُوا۟ بِمَا جَآءَكُم مِّنَ ٱلْحَقِّ يُخْرِجُونَ ٱلرَّسُولَ وَإِيَّاكُمْ أَن تُؤْمِنُوا۟ بِٱللَّهِ رَبِّكُمْ إِن كُنتُمْ خَرَجْتُمْ جِهَٰدًا فِى سَبِيلِى وَٱبْتِغَآءَ مَرْضَاتِى تُسِرُّونَ إِلَيْهِم بِٱلْمَوَدَّةِ وَأَنَا۠ أَعْلَمُ بِمَآ أَخْفَيْتُمْ وَمَآ أَعْلَنتُمْ وَمَن يَفْعَلْهُ مِنكُمْ فَقَدْ ضَلَّ سَوَآءَ ٱلسَّبِيلِ
1. Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tettehızû aduvvî ve aduvvekum evliyâe, tulkûne ileyhim bil meveddeti ve kad keferû bi mâ câekum minel hakk(hakkı), yuhricûner resûle ve iyyâkum en tû’minû billâhi rabbikum, in kuntum harectum cihâden fî sebîlî vebtigâe merdâtî tusirrûne ileyhim bil meveddeti ve ene a’lemu bi mâ ahfeytum ve mâ a’lentum, ve men yef’alhu minkum fe kad dalle sevâes sebîl(sebîli).