Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(En'âm) 6:99

Ve O'dur indiren gökten bir su179; öyle ki çıkardık onunla (suyla) bitkiyi; her bir şeyi; öyle ki çıkardık ondan (şeyden) yeşili; çıkarırız ondan (şeyden) binmiş (birbiri üzerine) taneyi; hurmadan (da); öncüsünden/tomurcuğundan onun (bitkinin) sarkık salkımlar; ve cennetler/bahçeler üzümlerden ve zeytin (-den) ve nar (-dan); benzeşir ve benzeşir olmayan; bakın meyvesine onun (şeyin) meyve verdiği zaman ve olgunlaştığı (zaman); doğrusu bundadır mutlak ayetler237 iman47 eder bir kavim/toplum için.

-179-

179Evrenimizdeki ilk su molekülleri (H2O) Tarık (Nötron) yıldızlarını oluşturan Süpernova patlamalarında yaratıldı. Dünya gezegeninin ilk oluşum evresi olan Hadean döneminde yeryüzünde su yoktu. Bol miktarda donmuş su içeren Jüpiter bölgesi asteroidlerinin yeryüzüne çarpmasıyla Dünya gezegenimiz suya kavuştu. Dünyamızın suyu gökten yani uzaydan inmiştir. Rabbimiz ayrıca bu suyu yağmurlarla yine gökten yere indirmektedir.


-237-

237Ayet kelimesi gösterge, işaret, kanıt, mucize anlamındadır. Çoğul olarak kullanıldığında Yüce Allah'ın varlığına kanıt olacak muhteşem mucizeleri işaret eder. Evrenin kendisi içindeki her şeyle Yüce Allah'ın ayetlerindendir. Evren kitabını bilimsel olarak okuyanlar Yüce Allah'ın bu ayetlerine tanıklık ederler.  

-47-

47Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

null
(En'âm) 6:99

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

ve huve

ve O'dur

وَهُوَ

-

2

llezi

 

الَّذِي

-

3

enzele

indiren

أَنْزَلَ

نزل

4

mine

 

مِنَ

-

5

s-semai

gökten

السَّمَاءِ

سمو

6

maen

bir su

مَاءً

موه

7

feehracna

öyle ki çıkardık

فَأَخْرَجْنَا

خرج

8

bihi

onunla (suyla)

بِهِ

-

9

nebate

bitkiyi

نَبَاتَ

نبت

10

kulli

her bir 

كُلِّ

كلل

11

şey'in

bir şeyi

شَيْءٍ

شيا

12

feehracna

öyle ki çıkardık

فَأَخْرَجْنَا

خرج

13

minhu

ondan (şeyden)

مِنْهُ

-

14

hadiran

yeşili

خَضِرًا

خضر

15

nuhricu

çıkarırız

نُخْرِجُ

خرج

16

minhu

ondan (şeyden)

مِنْهُ

-

17

habben

taneyi

حَبًّا

حبب

18

muterakiben

binmiş (birbiri üzerine)

مُتَرَاكِبًا

ركب

19

ve mine

 

وَمِنَ

-

20

n-nehli

hurmadan

النَّخْلِ

نخل

21

min

-ndan

مِنْ

-

22

tal'iha

öncüsünden (tomurcuğundan) onun (bitkinin)

طَلْعِهَا

طلع

23

kinvanun

salkımlar

قِنْوَانٌ

قنو

24

daniyetun

sarkık

دَانِيَةٌ

دنو

25

ve cennatin

ve cennetler

وَجَنَّاتٍ

جنن

26

min

 

مِنْ

-

27

ea'nabin

üzümlerden

أَعْنَابٍ

عنب

28

ve zzeytune

ve zeytin (-den)

وَالزَّيْتُونَ

زيت

29

ve rrummane

ve nar (-dan)

وَالرُّمَّانَ

رمن

30

muştebihen

benzeşen

مُشْتَبِهًا

شبه

31

ve gayra

ve olmaksızın

وَغَيْرَ

غير

32

muteşabihin

benzeşen

مُتَشَابِهٍ

شبه

33

nzuru

bakın

انْظُرُوا

نظر

34

ila

 

إِلَىٰ

-

35

semerihi

meyvesine onun (şeyin)

ثَمَرِهِ

ثمر

36

iza

 

إِذَا

-

37

esmera

meyve verdiği zaman

أَثْمَرَ

ثمر

38

ve yen'ihi

ve olgunlaştığı

وَيَنْعِهِ

ينع

39

inne

doğrusu

إِنَّ

-

40

fi

 

فِي

-

41

zalikum

bundadır

ذَٰلِكُمْ

-

42

layatin

mutlak ayetler

لَايَاتٍ

ايي

43

likavmin

 kavim/toplum için

لِقَوْمٍ

قوم

44

yu'minune

iman ederler

يُؤْمِنُونَ

امن


888|6|99|وَهُوَ ٱلَّذِىٓ أَنزَلَ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءً فَأَخْرَجْنَا بِهِۦ نَبَاتَ كُلِّ شَىْءٍ فَأَخْرَجْنَا مِنْهُ خَضِرًا نُّخْرِجُ مِنْهُ حَبًّا مُّتَرَاكِبًا وَمِنَ ٱلنَّخْلِ مِن طَلْعِهَا قِنْوَانٌ دَانِيَةٌ وَجَنَّٰتٍ مِّنْ أَعْنَابٍ وَٱلزَّيْتُونَ وَٱلرُّمَّانَ مُشْتَبِهًا وَغَيْرَ مُتَشَٰبِهٍ ٱنظُرُوٓا۟ إِلَىٰ ثَمَرِهِۦٓ إِذَآ أَثْمَرَ وَيَنْعِهِۦٓ إِنَّ فِى ذَٰلِكُمْ لَءَايَٰتٍ لِّقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ
99. Ve huvellezî enzele mines semâi mâ’(mâen), fe ahrecnâ bihî nebate kulli şey’in fe ahrecnâ minhu hadıran nuhricu minhu habben muterâkibâ(muterâkiben), ve minen nahli min tal’ıhâ kınvânun dâniyetun ve cennâtin min a’nâbin vez zeytûne ver rummâne muştebihen ve gayre muteşâbih(muteşâbihin), unzurû ilâ semerihî izâ esmere ve yen’ıh(yen’ıhî), inne fî zâlikum le âyâtin li kavmin yu’minûn(yu’minûne).