Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(En'âm) 6:51
Ve uyar onunla* kimseleri (ki) korkarlar ki haşredilirler556 Rablerine4 karşı; olmaz onlara O’nun astından bir veli28 ne de bir şefâat114; belki onlar takvalı21 olurlar.
-556-556Toplamak, bir araya getirmek. -4-

4Efendi, komuta eden.

-28-

28Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

-114-

114Yargılama esnasında araya girip müdahale etmek. Şefâat kavramı şeytânın en büyük aldatmacasıdır. Şefâatin tamamı Yüce Allah'a aittir. O'nun astından şefâatçiler ummak/beklenti içine girmek şirktir. Müşriklerin yani Yüce Allah'a ortak koşan kimselerin ortak özelliklerinden bir tanesi Yüce Allah'ın katında/indinde Yüce Allah'ın astından şeyleri şefâatçiler olarak beklemektir (10:18). Peygamberlerin, ölmüş insanların, şeyhlerin, imamların ahirette şefâatçiler olacağına iman etmek büyük bir şirktir ve affı yoktur.

Şeytanın en büyük tuzağı: Şefâat aldatmacası

-21-

21Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

*Kur'an'la.
null
(En'âm) 6:51

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

ve enzir

ve uyar

وَأَنْذِرْ

نذر

2

bihi

onunla

بِهِ

-

3

ellezine

kimseleri

الَّذِينَ

-

4

yehafune

korkarlar

يَخَافُونَ

خوف

5

en

ki

أَنْ

-

6

yuhşeru

haşredilirler

يُحْشَرُوا

حشر

7

ila

karşı

إِلَىٰ

-

8

rabbihim

Rablerine

رَبِّهِمْ

ربب

9

leyse

yoktur

لَيْسَ

ليس

10

lehum

onlara

لَهُمْ

-

11

min

 

مِنْ

-

12

dunihi

O’nun astından

دُونِهِ

دون

13

veliyyun

bir veli

وَلِيٌّ

ولي

14

ve la

ne de

وَلَا

-

15

şefiun

şefaat

شَفِيعٌ

شفع

16

leallehum

belki onlar

لَعَلَّهُمْ

-

17

yettekune

takvalı olurlar

يَتَّقُونَ

وقي


840|6|51|وَأَنذِرْ بِهِ ٱلَّذِينَ يَخَافُونَ أَن يُحْشَرُوٓا۟ إِلَىٰ رَبِّهِمْ لَيْسَ لَهُم مِّن دُونِهِۦ وَلِىٌّ وَلَا شَفِيعٌ لَّعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ
51. Ve enzir bihillezîne yehâfûne en yuhşerû ilâ rabbihimleyse lehum min dûnihî veliyyun ve lâ şefîun leallehum yettekûn(yettekûne).