Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(En'âm) 6:157
Ya da dersiniz: "Şayet ki bize; indirilseydi bize kitap*; mutlak olurduk onlardan daha doğru yola kılavuzlu; öyle ki muhakkak geldi sizlere bir beyanat620 Rabbinizden4; ve bir doğru yola kılavuz ve bir rahmet271; öyle ki kim daha zalimdir257 kimseden (ki) yalanladı Allah'ın ayetlerini454 ve yüz çevirdi/kaçındı ondan**; cezalandıracağız ayetlerimizden454 yüz çeviren/kaçınan kimseleri kötü bir azap (-la); yüz çevirir/kaçınır olduklarıyla.
-620-

620Gizli saklı olmadan açıkça deklere edilmiş, apaçık bildirilmiş, belli edilmiş, apaçık ifade edilmiş.

-4-

4Efendi, komuta eden.

-271-

271Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.   

-257-

257Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır. 

-454-454Sadece kutsal kitaplarda bulunan Yüce Allah'ın hükümleri, kelamı.  

*Kutsal kitap.

**Ayetten.

null
(En'âm) 6:157

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

ev

ya da

أَوْ

-

2

tekulu

dersiniz

تَقُولُوا

قول

3

lev

şayet

لَوْ

-

4

enna

ki biz

أَنَّا

-

5

unzile

indirilseydi

أُنْزِلَ

نزل

6

aleyna

bize

عَلَيْنَا

-

7

l-kitabu

Kitap

الْكِتَابُ

كتب

8

lekunna

mutlak olurduk

لَكُنَّا

كون

9

ehda

daha doğru yola kılavuzlu

أَهْدَىٰ

هدي

10

minhum

onlardan

مِنْهُمْ

-

11

fekad

öyle ki muhakkak

فَقَدْ

-

12

ca'ekum

geldi sizlere

جَاءَكُمْ

جيا

13

beyyinetun

bir beyanat

بَيِّنَةٌ

بين

14

min

 

مِنْ

-

15

rabbikum

Rabbinizden

رَبِّكُمْ

ربب

16

ve huden

ve doğru yola kılavuz

وَهُدًى

هدي

17

ve rahmetun

ve bir rahmet

وَرَحْمَةٌ

رحم

18

femen

öyle ki kim

فَمَنْ

-

19

ezlemu

daha zalimdir

أَظْلَمُ

ظلم

20

mimmen

kimseden

مِمَّنْ

-

21

kezzebe

yalanladı

كَذَّبَ

كذب

22

biayati

ayetlerini

بِايَاتِ

ايي

23

llahi

Allah'ın

اللَّهِ

-

24

ve sadefe

ve yüz çevirdi/kaçındı

وَصَدَفَ

صدف

25

anha

ondan

عَنْهَا

-

26

seneczi

cezalandıracağız

سَنَجْزِي

جزي

27

ellezine

kimseleri

الَّذِينَ

-

28

yesdifune

yüz çevirirler/kaçınırlar

يَصْدِفُونَ

صدف

29

an

 

عَنْ

-

30

ayatina

ayetlerimizden

ايَاتِنَا

ايي

31

su'e

kötü

سُوءَ

سوا

32

l-azabi

azabın

الْعَذَابِ

عذب

33

bima

 

بِمَا

-

34

kanu

olduklarıyla

كَانُوا

كون

35

yesdifune

yüz çevirirler/kaçınırlar

يَصْدِفُونَ

صدف


946|6|157|أَوْ تَقُولُوا۟ لَوْ أَنَّآ أُنزِلَ عَلَيْنَا ٱلْكِتَٰبُ لَكُنَّآ أَهْدَىٰ مِنْهُمْ فَقَدْ جَآءَكُم بَيِّنَةٌ مِّن رَّبِّكُمْ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّن كَذَّبَ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ وَصَدَفَ عَنْهَا سَنَجْزِى ٱلَّذِينَ يَصْدِفُونَ عَنْ ءَايَٰتِنَا سُوٓءَ ٱلْعَذَابِ بِمَا كَانُوا۟ يَصْدِفُونَ
157. Ev tekûlû lev ennâ unzile aleynel kitâbu le kunnâ ehdâ minhum, fe kad câekum beyyinetun min rabbikum ve huden ve rahmeh(rahmetun), fe men azlemu mimmen kezzebe bi âyâtillâhi ve sadefe anhâ, se neczîllezîne yasdifûne an âyâtinâ sûel azâbi bimâ kânû yasdifûn(yasdifûne).