Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

Ve yaklaşmayın yetimin131 malına dışında ki ona daha güzeliyle (olursa) ta ki ulaşır kendi şiddetli* (zamanına); ve tamamlayın ölçüyü650 ve mizanı650 eşitlikle; mükellef kılmayız bir nefsi201 kuşattığının (nefsin) dışında; ve söylediğiniz zaman öyle ki adaletli680 olun; şayet olduysa (o) yakınlık sahibi; ve Allah'a (olan) ahdinizi tamamlayın; işte sizleredir; vasiyet etti (Allah) sizlere bunu; belki sizler zikredersiniz78.

*Akıl ve beden olarak güçlü evre.


(En'âm) 6:152
null
(En'âm) 6:152

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

ve la

ve

وَلَا

-

2

tekrabu

yaklaşmayın

تَقْرَبُوا

قرب

3

male

malına

مَالَ

مول

4

l-yetimi

yetimin

الْيَتِيمِ

يتم

5

illa

dışında

إِلَّا

-

6

billeti

ki

بِالَّتِي

-

7

hiye

onun

هِيَ

-

8

ehsenu

daha güzeliyle

أَحْسَنُ

حسن

9

hatta

ta ki

حَتَّىٰ

-

10

yebluga

ulaşır

يَبْلُغَ

بلغ

11

eşuddehu

kendi şiddetli (zamanına)

أَشُدَّهُ

شدد

12

ve evfu

ve tamamlayın

وَأَوْفُوا

وفي

13

l-keyle

ölçüyü

الْكَيْلَ

كيل

14

velmizane

ve mizanı

وَالْمِيزَانَ

وزن

15

bil-kisti

eşitlikle

بِالْقِسْطِ

قسط

16

la

 

لَا

-

17

nukellifu

mükellef kılmayız

نُكَلِّفُ

كلف

18

nefsen

bir nefsi

نَفْسًا

نفس

19

illa

dışında

إِلَّا

-

20

vus'aha

kuşattığının (nefsin)

وُسْعَهَا

وسع

21

ve iza

ve zaman

وَإِذَا

-

22

kultum

söylediğiniz

قُلْتُمْ

قول

23

fea'dilu

öyle ki adaletli olun

فَاعْدِلُوا

عدل

24

velev

şayet

وَلَوْ

-

25

kane

olduysa (o)

كَانَ

كون

26

za

sahibi

ذَا

-

27

kurba

yakınlık

قُرْبَىٰ

قرب

28

ve biahdi

ve ahdinizi

وَبِعَهْدِ

عهد

29

llahi

Allah'a

اللَّهِ

-

30

evfu

tamamlayın

أَوْفُوا

وفي

31

zalikum

işte sizleredir

ذَٰلِكُمْ

-

32

vessakum

vasiyet etti

وَصَّاكُمْ

وصي

33

bihi

bunu

بِهِ

-

34

leallekum

belki sizler

لَعَلَّكُمْ

-

35

tezekkerune

zikredersiniz

تَذَكَّرُونَ

ذكر


941|6|152|وَلَا تَقْرَبُوا۟ مَالَ ٱلْيَتِيمِ إِلَّا بِٱلَّتِى هِىَ أَحْسَنُ حَتَّىٰ يَبْلُغَ أَشُدَّهُۥ وَأَوْفُوا۟ ٱلْكَيْلَ وَٱلْمِيزَانَ بِٱلْقِسْطِ لَا نُكَلِّفُ نَفْسًا إِلَّا وُسْعَهَا وَإِذَا قُلْتُمْ فَٱعْدِلُوا۟ وَلَوْ كَانَ ذَا قُرْبَىٰ وَبِعَهْدِ ٱللَّهِ أَوْفُوا۟ ذَٰلِكُمْ وَصَّىٰكُم بِهِۦ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ
152. Ve lâ takrebû mâlel yetîmi illâ billetî hiye ahsenu hattâ yebluga eşuddeh(eşuddehu), ve evfûl keyle vel mîzâne bil kıst(kıstı), lâ nukellifu nefsen illâ vus’ahâ ve izâ kultum fa’dilû ve lev kâne zâ kurbâ, ve bi ahdillâhi evfû, zâlikum vassâkum bihî leallekum tezekkerûn(tezekkerûne).