Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(En'âm) 6:150
De ki: "Haydi bir araya getirin şahitlerinizi/tanıklarınızı ki onlar şahitlik/tanıklık ederler ki 'Allah haram kıldı bunu' (diye); öyle ki eğer şahitlik/tanıklık ettilerse; öyle ki şahitlik/tanıklık etme onlarla birlikte; ve tabi olma hevalarına kimselerin (ki) yalanladırlar195 ayetlerimizi; ve kimselerin (ki) iman etmezler ahirete648"; ve onlar Rablerine4 denk* tutarlar.
-195-

195Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır. 

-648-648Kur'an'ın tanımlamış olduğu ahirete iman etmeyen kimselerdir. Din gününü yalanlayan kimselerdir. "Sadece bu evren vardır. Sonrası yoktur." diyen herkes bu tanıma girer. Ancak kafasına göre Kur'an'a aykırı olarak ahiret inancı geliştirenler de aslında Kur'an'ın ahiretine iman etmemiş olurlar.  "Ahiret evreni/evrenleri vardır. Orada yargılanacağız. Cennetler ve cehenneme vardır" derken aynı zamanda ahiret evrenini Kur'an'da belirtilen kurallarını kabul etmeyip yalan yanlış hadislere iman edenler de aslında ahirete iman etmemiş olur. Ahireti yalanlamış olurlar.-4-

4Efendi, komuta eden.

*Uyduruk, tamamı zan olan hadisleri (Yahudiler için Talmud) Yüce Allah'ın Kur'an'ı ile denk tutarlar. Yüce Allah'ın haram kılmadığı şeyleri haram ederler. Midyenin haram edilmesi en güzel örnektir. Midyeyi haram diye yemeyenler (sevmediği için yemiyorsa sorun yoktur) bu ayetin tam olarak muhatabıdır.
null
(En'âm) 6:150

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

kul

de ki

قُلْ

قول

2

helumme

haydi bir araya getirin

هَلُمَّ

لمم

3

şuheda'ekumu

şahitlerinizi/tanıklarızını

شُهَدَاءَكُمُ

شهد

4

ellezine

ki onlar

الَّذِينَ

-

5

yeşhedune

şahitlik/tanıklık ederler

يَشْهَدُونَ

شهد

6

enne

ki

أَنَّ

-

7

llahe

Allah'ın

اللَّهَ

-

8

harrame

haram kıldı

حَرَّمَ

حرم

9

haza

bunu

هَٰذَا

-

10

fein

öyle ki eğer

فَإِنْ

-

11

şehidu

şahitlik/tanıklık ettilerse

شَهِدُوا

شهد

12

fela

öyle ki

فَلَا

-

13

teşhed

şahitlik/tanıklık etme 

تَشْهَدْ

شهد

14

meahum

onlarla birlikte

مَعَهُمْ

-

15

ve la

ve

وَلَا

-

16

tettebia'

tabi olma

تَتَّبِعْ

تبع

17

ehva'e

hevalarına

أَهْوَاءَ

هوي

18

ellezine

kimselerin

الَّذِينَ

-

19

kezzebu

yalanladırlar

كَذَّبُوا

كذب

20

biayatina

ayetlerimizi

بِايَاتِنَا

ايي

21

vellezine

ve kimselerin

وَالَّذِينَ

-

22

la

 

لَا

-

23

yu'minune

iman etmezler

يُؤْمِنُونَ

امن

24

bil-ahirati

ahirete

بِالْاخِرَةِ

اخر

25

vehum

ve onlar

وَهُمْ

-

26

birabbihim

Rablerine

بِرَبِّهِمْ

ربب

27

yea'dilune

denk tutarlar

يَعْدِلُونَ

عدل


939|6|150|قُلْ هَلُمَّ شُهَدَآءَكُمُ ٱلَّذِينَ يَشْهَدُونَ أَنَّ ٱللَّهَ حَرَّمَ هَٰذَا فَإِن شَهِدُوا۟ فَلَا تَشْهَدْ مَعَهُمْ وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَآءَ ٱلَّذِينَ كَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَا وَٱلَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِٱلْءَاخِرَةِ وَهُم بِرَبِّهِمْ يَعْدِلُونَ
150. Kul helumme şuhedâekumullezîne yeşhedûne ennallâhe harreme hâzâ, fe in şehidû fe lâ teşhed meahum, ve lâ tettebi’ ehvâellezîne kezzebû bi âyâtinâ vellezîne lâ yu’minûne bil âhireti ve hum bi rabbihim ya’dilûn(ya’dilûne).