Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Mâide) 5:91

Ancak arzu eder şeytân29 ki düşürsün aranıza husumet/düşmanlık ve nefret; hamr138 içinde; ve meysir359 (içinde); ve uzaklaştırmak/alıkoymak Allah'ın zikrinden78 ve salâttan5; öyleyse sizler nehy edenler/geri duranlar/dizginleyenler misiniz?

-29-

29Saptıran, bozan, uzaklaştıran her şey için kullanılan bir kavramdır. En büyük şeytân İblîs'tir. Onun soyları olan, paralel evrenden kalp ve beyin hücrelerimize kuantum seviyesinde fısıldayarak insanları saptıran cinler de bir şeytândır. İnsanlardan bir kimse de şeytân olabilir. Haktan/gerçekten saptırmışsa; doğru olanı bozmuşsa, doğrudan uzaklaştırmışsa o şey Kur'an'a göre şeytândır. Kur'an'dan saptıran, Kur'an'ı anlamını bozan söylenti/hadis kitapları da birer şeytândır. Güneş'ten çıkan kozmik parçacıklar da DNA gibi organik molekülleri bozduğu için Rabbimiz tarafından şeytanlar olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle geçtiği ayete göre anlam verilmelidir.

-138-

138Örten, gizleyen. Mayalı. Aklı devre dışı bırakan her şey. Sadece alkolle kısıtlı değildir.  

-359-

359Kumar, şans oyunları. Kelimenin anlamı 'kolay/zor olmayan' olduğu için daha geniş anlamda kolay/emeksiz kazanç getiren her şeyi kapsar. 

-78-

78Hatırlatma, öğüt. Kur'an da bir zikirdir. Yüce Allah'ı ile bilinçlerimizin arşta yapmış olduğu antlaşmayı bizlere hatırlatır.

-5-

5Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

(Mâide) 5:91

  # 

     Kelime    

    Anlam    

    Arapça    

 Kök 

1

innema

ancak

إِنَّمَا

-

2

yuridu

arzu eder

يُرِيدُ

رود

3

ş-şeytanu

şeytan

الشَّيْطَانُ

شطن

4

en

ki

أَنْ

-

5

yukia

düşürsün

يُوقِعَ

وقع

6

beynekumu

aranıza

بَيْنَكُمُ

بين

7

l-adavete

husumet

الْعَدَاوَةَ

عدو

8

velbegda'e

ve nefret

وَالْبَغْضَاءَ

بغض

9

fi

فِي

-

10

l-hamri

aklı örten içinde

الْخَمْرِ

خمر

11

velmeysiri

ve meysir

وَالْمَيْسِرِ

يسر

12

ve yesuddekum

ve uzaklaştırmak/alıkoymak

وَيَصُدَّكُمْ

صدد

13

an

عَنْ

-

14

zikri

zikrinden

ذِكْرِ

ذكر

15

llahi

Allah'ın

اللَّهِ

-

16

ve ani

ve

وَعَنِ

-

17

s-salati

ve salattan

الصَّلَاةِ

صلو

18

fehel

öyleyse misiniz

فَهَلْ

-

19

entum

sizler

أَنْتُمْ

-

20

muntehune

nehy edenler/geri duranlar/dizginleyenler

مُنْتَهُونَ

نهي


760|5|91|إِنَّمَا يُرِيدُ ٱلشَّيْطَٰنُ أَن يُوقِعَ بَيْنَكُمُ ٱلْعَدَٰوَةَ وَٱلْبَغْضَآءَ فِى ٱلْخَمْرِ وَٱلْمَيْسِرِ وَيَصُدَّكُمْ عَن ذِكْرِ ٱللَّهِ وَعَنِ ٱلصَّلَوٰةِ فَهَلْ أَنتُم مُّنتَهُونَ
91. İnnemâ yurîduş şeytânu en yûkia beynekumul adâvete vel bagdâe fîl hamri vel meysiri ve yasuddekum an zikrillâhi ve anis salâh(salâti), fe hel entum muntehûn(muntehûne).