Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Mâide) 5:68
De ki: "Ey kitap ehli!135 Olmadınız bir şey üzerinde; ta ki kıyam229 edersiniz/dikersiniz Tevrât'ı ve İncîl'i; ve* indirileni sizlere Rabbinizden4; ve Rabbinden4 sana indirilen (Kur'an) mutlak ziyade eder** onlardan çoğuna tûğyânı442 ve küfrü422; öyle ki tasalanma kâfirler25 kavmine/toplumuna karşı.
-135-

135Hristiyanlar ve Yahudiler başta olmak üzere Kur'an öncesi kendilerine kitap verilmiş olan topluluklar. 

-229-

229İşaret ettiği şeyi ayağa kaldırmak, işler hale getirmek, aktifleştirmek, uyandırmak, canlandırmak, işlevsel hale getirmek, yürürlüğe sokmak, devam ettirmek, dikmek, dikili halde tutmak.

-4-

4Efendi, komuta eden.

-442-442Azgınlık, sınırı aşma, sınırı çiğneme, taşkınlık, tiranlık, despotluk. Din konusunda ise kutsal kitapların hükümlerinin dışına çıkma, kutsal kitaplardan taşma, kutsal kitapların çizdiği hükümleri çiğnemedir. Tevrat'ın tâğûtu Talmud'tur. Kur'an'ın tâğûtu ise hadis kitaplarıdır. -422-422Kâfirlik etmek. Gerçeği/hakkı örtüp gizlemek.  -25-

25Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.  

*Ve 'Vav' bağlacı vurgulama amaçlıdır.

**Artırır.

null
(Mâide) 5:68

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

kul

de ki

قُلْ

قول

2

ya ehle

ey ehli

يَا أَهْلَ

اهل

3

l-kitabi

kitap

الْكِتَابِ

كتب

4

lestum

olmadınız

لَسْتُمْ

ليس

5

ala

üzerinde

عَلَىٰ

-

6

şey'in

bir şey

شَيْءٍ

شيا

7

hatta

ta ki

حَتَّىٰ

-

8

tukimu

kıyam edersiniz

تُقِيمُوا

قوم

9

t-tevrate

Tevrat'ı

التَّوْرَاةَ

-

10

vel'incile

ve İncil'i

وَالْإِنْجِيلَ

-

11

ve ma

ve

وَمَا

-

12

unzile

indirileni

أُنْزِلَ

نزل

13

ileykum

sizlere

إِلَيْكُمْ

-

14

min

 

مِنْ

-

15

rabbikum

Rabbinizden

رَبِّكُمْ

ربب

16

veleyezidenne

ve mutlak ziyade eder

وَلَيَزِيدَنَّ

زيد

17

kesiran

çoğunu

كَثِيرًا

كثر

18

minhum

onlardan

مِنْهُمْ

-

19

ma

 

مَا

-

20

unzile

indirilen

أُنْزِلَ

نزل

21

ileyke

sana

إِلَيْكَ

-

22

min

 

مِنْ

-

23

rabbike

Rabbinden

رَبِّكَ

ربب

24

tugyanen

tuğyanı

طُغْيَانًا

طغي

25

ve kufran

ve küfrü

وَكُفْرًا

كفر

26

fela

öyle ki 

فَلَا

-

27

te'se

tasalanma

تَأْسَ

اسو

28

ala

karşı

عَلَى

-

29

l-kavmi

kavmine/toplumuna

الْقَوْمِ

قوم

30

l-kafirine

kâfirler

الْكَافِرِينَ

كفر

737|5|68|قُلْ يَٰٓأَهْلَ ٱلْكِتَٰبِ لَسْتُمْ عَلَىٰ شَىْءٍ حَتَّىٰ تُقِيمُوا۟ ٱلتَّوْرَىٰةَ وَٱلْإِنجِيلَ وَمَآ أُنزِلَ إِلَيْكُم مِّن رَّبِّكُمْ وَلَيَزِيدَنَّ كَثِيرًا مِّنْهُم مَّآ أُنزِلَ إِلَيْكَ مِن رَّبِّكَ طُغْيَٰنًا وَكُفْرًا فَلَا تَأْسَ عَلَى ٱلْقَوْمِ ٱلْكَٰفِرِينَ
68. Kul yâ ehlel kitâbi! lestum alâ şey’in hattâ tukîmût Tevrâte vel İncîle ve mâ unzile ileykum min rabbikum ve le yezîdenne kesîren minhum mâ unzile ileyke min rabbike tugyanen ve kufr(kufren), fe lâ te’se alâl kavmil kâfirîn(kâfirîne).