Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Mâide) 5:55

Veliniz28 sizin ancak Allah’tır; ve resûlüdür418 O'nun; ve iman47 etmiş kimselerdir; kimseler; dikerler/ayağa kaldırırlar salâtı5; ve verirler zekâtı10; ve onlar rükû11 edenlerdir.

-28-

28Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

-418-418Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.  -47-

47Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

-5-

5Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

-10-

10Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür. 

-11-

11Beynin (bedenle veya bedensiz) eğilmesi, dize gelmesi, baş eğmesi.

(Mâide) 5:55

  # 

     Kelime    

    Anlam    

    Arapça    

 Kök 

1

innema

ancak

إِنَّمَا

-

2

veliyyukumu

sizin veliniz

وَلِيُّكُمُ

ولي

3

llahu

Allah'tır

اللَّهُ

-

4

ve rasuluhu

ve resulüdür/elçisidir onun

وَرَسُولُهُ

رسل

5

vellezine

ve kimseler

وَالَّذِينَ

-

6

amenu

İman etmiş

امَنُوا

امن

7

ellezine

kimseler

الَّذِينَ

-

8

yukimune

dikerler/ayağa kaldırırlar

يُقِيمُونَ

قوم

9

s-salate

salatı

الصَّلَاةَ

صلو

10

ve yu'tune

ve verirler

وَيُؤْتُونَ

اتي

11

z-zekate

zekâtı

الزَّكَاةَ

زكو

12

ve hum

ve onlar

وَهُمْ

-

13

rakiune

rükû edenlerdir

رَاكِعُونَ

ركع

724|5|55|إِنَّمَا وَلِيُّكُمُ ٱللَّهُ وَرَسُولُهُۥ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ ٱلَّذِينَ يُقِيمُونَ ٱلصَّلَوٰةَ وَيُؤْتُونَ ٱلزَّكَوٰةَ وَهُمْ رَٰكِعُونَ
55. İnnemâ veliyyukumullâhu ve resûluhu vellezîne âmenullezîne yukîmûnes salâte ve yu’tûnez zekâte ve hum râkıûn(râkıûne).