Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Mâide) 5:52
Öyle ki görürsün kimseleri (ki) kalplerindedir bir maraz175; koşarlar onların içlerine (ki) derler: "Haşyet duyarız ki isabet eder bizlere bir darlık; öyle ki belki Allah ki verir fetih527 ya da bir emir/iş kendi katından" ; öyle ki sabahlarlar sırlaştırdıkları/gizledikleri üzerine nefislerinde201 bir nedamet (-le)/pişmanlık (-la).
-175-

175Gözler nasıl ki beyinle görür, kulaklar nasıl ki beyinle duyar, beyin de kalple akleder. İnsan kalbinde kendi hafızası olan 40-50 bin adet sinir hücresi vardır. Kalp sinirleri beynin karar verme bölgesi olan ön lobuna (perçem bölgesi altına) uyarıda bulunur. Aklı kullanarak karar vermede kalbin rolü vardır. Kâfirlik etmiş kişilerin kalpleri biyolojik olarak paslanır (LDH yağı oksitlenir yani paslanır), kalbin beyni etkilemesi bozulur. Kalp mühürlenir. Kalp kilitlenir. Kalp marazlı/hastalıklı olur. Kalp perdelenir. Kalpler paslanır. İnsan kendi yapıp ettiğiyle buna neden olur. Ancak daha geniş boyutta Yüce Allah’ın buna izin vermesiyle süreç gerçekleşir.

Kalplerin paslanması LDH isimli kötü yağın oksitlenmesi yani paslanması sonucu da gerçekleşir.

Kavrayan/anlayan/akleden kalpler: Kalp-beyin iletişimi.

Kalplerin paslanması.


-527-527Açmak, yol açmak, anahtarı açmak, başarı kazanmak, galebe çalmak, kazanmak, bir savaşı/mücadeleyi kazanmak. Bir kurtuluş savaşını kazanmak. Kelimenin geniş anlamı yerine haksız yere savaş çıkararak başka toprakları almak olarak anlamak asla doğru değildir. Türkçeye geçmesi daha çok yabancı toprakları ele geçirmek olarak olmuştur. -201-

201Benlik, kişilik, öz varlık.

null
(Mâide) 5:52

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

fe tera

öyle ki görürsün

فَتَرَى

راي

2

ellezine

kimsleri

الَّذِينَ

-

3

fi

 

فِي

-

4

kulubihim

kalblerindedir

قُلُوبِهِمْ

قلب

5

meradun

bir maraz

مَرَضٌ

مرض

6

yusariune

koşarlar

يُسَارِعُونَ

سرع

7

fihim

içlerine onların

فِيهِمْ

-

8

yekulune

(ki) derler

يَقُولُونَ

قول

9

nehşa

haşyet duyarız

نَخْشَىٰ

خشي

10

en

ki

أَنْ

-

11

tusibena

isabet eder bizlere

تُصِيبَنَا

صوب

12

dairatun

bir darlık

دَائِرَةٌ

دور

13

feasa

öyle ki belki

فَعَسَى

عسي

14

llahu

Allah

اللَّهُ

-

15

en

ki

أَنْ

-

16

ye'tiye

verir

يَأْتِيَ

اتي

17

bil-fethi

fetih

بِالْفَتْحِ

فتح

18

ev

ya da

أَوْ

-

19

emrin

bir emir/iş

أَمْرٍ

امر

20

min

 

مِنْ

-

21

indihi

kendi katından

عِنْدِهِ

عند

22

feyusbihu

öyle ki sabahlarlar

فَيُصْبِحُوا

صبح

23

ala

üzerine

عَلَىٰ

-

24

ma

 

مَا

-

25

eserru

sırlaştırdıkları/gizledikleri

أَسَرُّوا

سرر

26

fi

 

فِي

-

27

enfusihim

nefislerinde

أَنْفُسِهِمْ

نفس

28

nadimine

bir nedamet/pişmanlık

نَادِمِينَ

ندم


721|5|52|فَتَرَى ٱلَّذِينَ فِى قُلُوبِهِم مَّرَضٌ يُسَٰرِعُونَ فِيهِمْ يَقُولُونَ نَخْشَىٰٓ أَن تُصِيبَنَا دَآئِرَةٌ فَعَسَى ٱللَّهُ أَن يَأْتِىَ بِٱلْفَتْحِ أَوْ أَمْرٍ مِّنْ عِندِهِۦ فَيُصْبِحُوا۟ عَلَىٰ مَآ أَسَرُّوا۟ فِىٓ أَنفُسِهِمْ نَٰدِمِينَ
52. Fe terâllezîne fî kulûbihim maradun yusâriûne fîhim yekûlûne nahşâ en tusîbenâ dâireh(dâiretun) fe asâllâhu en ye’tiye bil fethi ev emrin min indihî fe yusbihû alâ mâ eserrû fî enfusihim nâdimîn(nâdimîne).