Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Mâide) 5:44
Doğrusu indirdik Tevrât'ı (ki) ondadır* bir doğru yola kılavuz ve bir nur; hükmeder onunla* nebiler132 -İslam218 olmuş kimseler-; yahudileşmiş267 kimselere ve Rabbânîlere462 ve bilginlere; hafızlık etmeleriyle/korumalarıyla** Allah'ın kitabından*; ve oldular onun* üzerine şahitler/tanıklar; öyle ki haşyet53 duymayın insanlara543; haşyet53 duyun bana543; ve satmayın ayetlerimi az bir bedele; ve kim asla hükmetmez indirdiğiyle Allah'ın544; öyle ki işte bunlar; onlardır kâfirler25.
-218-

218Yüce Allah'ın biricik ve tek dini. Ahirette kabul edilecek tek din. İslam teslimiyet demektir; Yüce Allah ile insanın arasında yapılmış olan mîsâka/antlaşmaya/sözleşmeye teslim olmak, uymaktır demektir. Antlaşmayı bozmamaktır. Kutsal kitaplar bizlere işte bu antlaşmayı hatırlatır. Kısacası İslam sadece Kur'an demektir.

Günümüzde milyarlarca insan kendisini müslüman sanmakta ve İslam dininde olduklarını, islam olduklarını iddia etmektedirler. Oysa büyük bir yanılgı içindedirler. Kur'an'la yakından uzaktan ilgisi olmayan, tamamı zan olan söyletilerle/hadislerle uydurulmuş bir din asla ama asla Yüce Allah'ın İslam dini değildir. İslam girmek için ilk şart söylentileri/hadisleri terk etmek ve sadece Kur'an'a tabi olmaktır.     

-267-

267Sadece Tevrat'a tabi olmuş. Tek tanrıcı. Şirke girmemiş. Talmud kitaplarına uyarak sapmamış, müşrik olmamış. Günümüzdeki Yahudilerle uzaktan yakında ilgisi yoktur.

-462-462Sadece Rabba kulluk/kölelik edenler.  -53-

53Huşu. Derin saygıdan yüreğin ürpermesi. Bir şeyin heybet ve cazibesine karşı alçalma. Alçak gönüllülük.

-543-

543Haşyet huşu, derin saygıdan yüreğin ürpermesi, bir şeyin heybet ve cazibesine karşı alçalma demektir. Yüce Allah insanlara haşyet duyulmaması gerektiğini bildirmiştir. Haşyet sadece Yüce Allah'a duyulur. Ancak günümüzde tarikat şeyhlerine, mezhep imamlarına, peygamberlere, sözde hadis/söylenti alimlerine Yüce Allah'a duyulan haşyetten daha fazla haşyet duyulmaktadır.

-544-

544Sadece kutsal kitaplar demeyip onun yanında tamamı zan olan hadis/söylenti/Talmud uydurmalarıyla hükmederek kitabın ayetlerine kâfirlik edenler.

-25-

25Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.  

*Tevrât.

**Ezberleyerek, yazarak, zikrederek Tevrât'ın ayetlerinin sözlerle/hadislerle kontamine olmasına engel olarak. Sadece Tevrât diyerek ayetlerin hükümlerini koruyarak. 

null
(Mâide) 5:44

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

inna

doğrusu

إِنَّا

-

2

enzelna

indirdik

أَنْزَلْنَا

نزل

3

t-tevrate

Tevrat'ı

التَّوْرَاةَ

-

4

fiha

ondadır

فِيهَا

-

5

huden

bir doğru yola kılavuz

هُدًى

هدي

6

ve nurun

ve bir nur

وَنُورٌ

نور

7

yehkumu

hükmeder

يَحْكُمُ

حكم

8

biha

onunla

بِهَا

-

9

n-nebiyyune

nebiler

النَّبِيُّونَ

نبا

10

ellezine

kimseler

الَّذِينَ

-

11

eslemu

İslam olmuşlar

أَسْلَمُوا

سلم

12

lillezine

kimselere

لِلَّذِينَ

-

13

hadu

yahudileştiler

هَادُوا

هود

14

ve rrabbaniyyune

ve Rabbanilere

وَالرَّبَّانِيُّونَ

ربب

15

vel'ehbaru

ve bilginlere

وَالْأَحْبَارُ

حبر

16

bima

 

بِمَا

-

17

stuhfizu

hafızlık etmeleriyle/korumalarıyla

اسْتُحْفِظُوا

حفظ

18

min

 

مِنْ

-

19

kitabi

kitaptan

كِتَابِ

كتب

20

llahi

Allah'ın

اللَّهِ

-

21

ve kanu

ve oldular

وَكَانُوا

كون

22

aleyhi

üzerine onun (Tevrat’ın)

عَلَيْهِ

-

23

şuheda'e

şahitler/tanıklar

شُهَدَاءَ

شهد

24

fela

öyle ki 

فَلَا

-

25

tehşevu

haşyet duymayın

تَخْشَوُا

خشي

26

n-nase

insanlara

النَّاسَ

نوس

27

vehşevni

haşyet duyun bana

وَاخْشَوْنِ

خشي

28

ve la

ve 

وَلَا

-

29

teşteru

satmayın

تَشْتَرُوا

شري

30

biayati

ayetlerimi

بِايَاتِي

ايي

31

semenen

bir bedele

ثَمَنًا

ثمن

32

kalilen

az bir

قَلِيلًا

قلل

33

ve men

ve kim

وَمَنْ

-

34

lem

asla

لَمْ

-

35

yehkum

hükmetmez

يَحْكُمْ

حكم

36

bima

ile

بِمَا

-

37

enzele

indirdiği

أَنْزَلَ

نزل

38

llahu

Allah'ın

اللَّهُ

-

39

feulaike

öyle ki işte bunlar

فَأُولَٰئِكَ

-

40

humu

onlar

هُمُ

-

41

l-kafirune

kâfirlerdir

الْكَافِرُونَ

كفر


713|5|44|إِنَّآ أَنزَلْنَا ٱلتَّوْرَىٰةَ فِيهَا هُدًى وَنُورٌ يَحْكُمُ بِهَا ٱلنَّبِيُّونَ ٱلَّذِينَ أَسْلَمُوا۟ لِلَّذِينَ هَادُوا۟ وَٱلرَّبَّٰنِيُّونَ وَٱلْأَحْبَارُ بِمَا ٱسْتُحْفِظُوا۟ مِن كِتَٰبِ ٱللَّهِ وَكَانُوا۟ عَلَيْهِ شُهَدَآءَ فَلَا تَخْشَوُا۟ ٱلنَّاسَ وَٱخْشَوْنِ وَلَا تَشْتَرُوا۟ بِـَٔايَٰتِى ثَمَنًا قَلِيلًا وَمَن لَّمْ يَحْكُم بِمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ فَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْكَٰفِرُونَ
44. İnnâ enzelnet tevrâte fîhâ huden ve nûr(nûrun), yahkumu bihen nebiyyûnellezîne eslemû lillezîne hâdû ver rabbâniyyûne vel ahbâru bimestuhfizû min kitâbillâhi ve kânû aleyhi şuhedâe, fe lâ tahşevûn nâse vahşevni ve lâ teşterû bi âyâtî semenen kalîlâ(kalîlen) ve men lem yahkum bimâ enzelallâhu fe ulâike humul kâfirûn(kâfirûne).