Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Mâide) 5:41

Ey resûl418!* Hüzünlendirmesin seni kimseler (ki) koşarlar küfürde422; kimselerden (ki) dediler: "İman47 ettik"; ağızlarıyladır; ve asla iman47 etmez kalpleri onların; ve kimselerden (ki) yahudileştiler295; kulak verenlerdir yalana; kulak verenlerdir başka bir kavme (ki) asla gelmezler sana; tahrif276 ederler kelimelerin yerlerini sonradan; derler: "Eğer verilirse sizlere bu; öyle ki tutun/edinin onu; ve eğer asla verilmezse sizlere; öyle ki hazırlıklı olun"; ve kime diledi Allah (bir) fitne332 ona; öyle ki asla malik** olamazsın ona Allah’tan bir şeye; işte bunlar; kimselerdir (ki) asla dilemez Allah ki temizler kalplerini; onlaradır dünyada bir hüzün; ve onlaradır ahirette büyük bir azap.

-418-418Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.  -422-422Kâfirlik etmek. Gerçeği/hakkı örtüp gizlemek.  -47-

47Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

-295-

295Sadece Tevrat'a tabi olan kimselerle birlikte sonrasında Tevrat'ı bırakıp da Talmud kitaplarına tabi olmuş tüm Yahudiler. Tek tanrıcı ve müşrik tüm Yahudiler.

-276-

276Bir şeyin aslını bozma; değiştirme. Bir kelime veya ibareyi değiştirip bozma, üzerinde oynayarak anlamı değiştirme.

-332-332Ayartarak doğru yoldan saptırmak.

*Muhammed peygamber.

**Sahip.

null
(Mâide) 5:41

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

ya eyyuha

ey

يَا أَيُّهَا

-

2

r-rasulu

resûl

الرَّسُولُ

رسل

3

la

 

لَا

-

4

yehzunke

hüzünlendirmesin seni

يَحْزُنْكَ

حزن

5

ellezine

kimseler

الَّذِينَ

-

6

yusariune

koşarlar

يُسَارِعُونَ

سرع

7

fi

 

فِي

-

8

l-kufri

küfürde

الْكُفْرِ

كفر

9

mine

 

مِنَ

-

10

ellezine

kimselerden

الَّذِينَ

-

11

kalu

dediler

قَالُوا

قول

12

amenna

iman ettik

امَنَّا

امن

13

biefvahihim

ağızlarıyla

بِأَفْوَاهِهِمْ

فوه

14

velem

ve asla

وَلَمْ

-

15

tu'min

iman etmez

تُؤْمِنْ

امن

16

kulubuhum

kalpleri onların

قُلُوبُهُمْ

قلب

17

ve mine

ve

وَمِنَ

-

18

ellezine

kimselerden

الَّذِينَ

-

19

hadu

yahudileştiler

هَادُوا

هود

20

semmaune

kulak verenler

سَمَّاعُونَ

سمع

21

lilkezibi

yalana

لِلْكَذِبِ

كذب

22

semmaune

kulak verenler

سَمَّاعُونَ

سمع

23

likavmin

bir kavme

لِقَوْمٍ

قوم

24

aharine

başka

اخَرِينَ

اخر

25

lem

asla

لَمْ

-

26

ye'tuke

gelmezler sana

يَأْتُوكَ

اتي

27

yuharrifune

tahrif ederler

يُحَرِّفُونَ

حرف

28

l-kelime

kelimeleri

الْكَلِمَ

كلم

29

min

 

مِنْ

-

30

bea'di

sonrasında

بَعْدِ

بعد

31

mevadiihi

yerlerini onun

مَوَاضِعِهِ

وضع

32

yekulune

derler

يَقُولُونَ

قول

33

in

eğer

إِنْ

-

34

utitum

verilirse sizlere

أُوتِيتُمْ

اتي

35

haza

bu

هَٰذَا

-

36

fehuzuhu

öyle ki tutun/edinin onu

فَخُذُوهُ

اخذ

37

vein

ve eğer

وَإِنْ

-

38

lem

asla

لَمْ

-

39

tu'tevhu

verilmezse sizlere

تُؤْتَوْهُ

اتي

40

fehzeru

öyle ki hazırlıklı olun

فَاحْذَرُوا

حذر

41

ve men

ve kime

وَمَنْ

-

42

yuridi

diledi

يُرِدِ

رود

43

llahu

Allah

اللَّهُ

-

44

fitnetehu

fitne ona

فِتْنَتَهُ

فتن

45

felen

öyle ki asla

فَلَنْ

-

46

temlike

malik olamazsın

تَمْلِكَ

ملك

47

lehu

ona

لَهُ

-

48

mine

 

مِنَ

-

49

llahi

Allah’tan

اللَّهِ

-

50

şey'en

bir şeye

شَيْئًا

شيا

51

ulaike

işte bunlar

أُولَٰئِكَ

-

52

ellezine

kimselerdir

الَّذِينَ

-

53

lem

asla

لَمْ

-

54

yuridi

dilemez

يُرِدِ

رود

55

llahu

Allah

اللَّهُ

-

56

en

ki

أَنْ

-

57

yutahhira

temizler (Allah)

يُطَهِّرَ

طهر

58

kulubehum

kalblerini

قُلُوبَهُمْ

قلب

59

lehum

onlaradır

لَهُمْ

-

60

fi

 

فِي

-

61

d-dunya

dünyada

الدُّنْيَا

دنو

62

hizyun

bir hüzün

خِزْيٌ

خزي

63

velehum

ve onlaradır

وَلَهُمْ

-

64

fi

 

فِي

-

65

l-ahirati

ahirette

الْاخِرَةِ

اخر

66

azabun

bir azap

عَذَابٌ

عذب

67

azimun

büyük

عَظِيمٌ

عظم

710|5|41|يَٰٓأَيُّهَا ٱلرَّسُولُ لَا يَحْزُنكَ ٱلَّذِينَ يُسَٰرِعُونَ فِى ٱلْكُفْرِ مِنَ ٱلَّذِينَ قَالُوٓا۟ ءَامَنَّا بِأَفْوَٰهِهِمْ وَلَمْ تُؤْمِن قُلُوبُهُمْ وَمِنَ ٱلَّذِينَ هَادُوا۟ سَمَّٰعُونَ لِلْكَذِبِ سَمَّٰعُونَ لِقَوْمٍ ءَاخَرِينَ لَمْ يَأْتُوكَ يُحَرِّفُونَ ٱلْكَلِمَ مِنۢ بَعْدِ مَوَاضِعِهِۦ يَقُولُونَ إِنْ أُوتِيتُمْ هَٰذَا فَخُذُوهُ وَإِن لَّمْ تُؤْتَوْهُ فَٱحْذَرُوا۟ وَمَن يُرِدِ ٱللَّهُ فِتْنَتَهُۥ فَلَن تَمْلِكَ لَهُۥ مِنَ ٱللَّهِ شَيْـًٔا أُو۟لَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ لَمْ يُرِدِ ٱللَّهُ أَن يُطَهِّرَ قُلُوبَهُمْ لَهُمْ فِى ٱلدُّنْيَا خِزْىٌ وَلَهُمْ فِى ٱلْءَاخِرَةِ عَذَابٌ عَظِيمٌ
41. Yâ eyyuher resûlu lâ yahzunkellezîne yusâriûne fîl kufri minellezîne kâlû âmennâ bi efvâhihim ve lem tu’min kulûbuhum, ve minellezîne hâdû semmâûne lil kezibi semmâûne li kavmin âharîne lem ye’tuk(ye’tuke) yuharrifûnel kelime min ba’di mevâdııh(mevâdııhî), yekûlûne in utîtum hâzâ fe huzûhu ve in lem tu’tevhu fahzerû ve men yuridillâhu fitnetehu fe len temlike lehu minallâhi şey’â(şey’en) ulâikellezîne lem yuridillâhu en yutahhire kulûbehum lehum fîd dunyâ hızyun ve lehum fîl âhıreti azâbun azîm(azîmun).