Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Mâide) 5:103
Yapmış değildir Allah bir bahîreden558; ve ne de bir sâibeden559; ve ne de bir vasîleden560; ve ne de bir hâmdan561; velakin/fakat kâfirlik25 etmiş kimseler uydururlar402 Allah'a karşı yalan; ve çokları onların akletmezler562.
-558-558Belirli şartları sağlayan hayvanların kulaklarını uyduruk bir dini ritüel olarak kesip yararak hayvanı işaretleme. Hayvana özel bir dini kutsiyet vermek. Bu dini ritüelin Allah'a yakınlaşma sağladığına inanmak. Mutlak ki bu uyduruk dini ritüelleri şeytân emretmiştir. Elbette kutsal kitaplar dışındaki şeytân öğretileri olan hadis/söz/talmud kitaplarıyla.-559-559Belirli şartları sağlayan hayvanları uyduruk bir dini ritüel olarak salıvermek. Başı boş bırakmak. Bu dini ritüeli Yüce Allah'a yaklaşma amaçlı yapmak.-560-560Belirli şartları sağlayan birbirine bağlantılı/bağlı hayvanları (ikiz eşleri) uyduruk bir dini ritüel olarak kutsal saymak. Yüce Allah'a yaklaştırma amaçlı bu hayvanlar üzerinden eylemler yapmak. -561-561Belirli şartları sağlayan hayvanların uyduruk bir dini ritüel olarak koruma altına alınması. -25-

25Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.  

-402-402Kutsal kitapların astından olan söylenti/hadis kitaplarıyla (Talmud, Kütüb-i Sitte, Riyâzus Sâlihîn vb. ) Yüce Allah'ın bizzat kendisine ve onun resûllerine iftira atmak. Allah'ın adına kutsi hadisler uydurmak. Tamamı zan olan 'Resûl buyurdu ki' sözleriyle resûl adına  uydurulmuş bir din oluşturmak. Sünnet adı altında resûle iftira olan sözlere/hadislere tabi olmak. Mezheplere tabi olmak. Tarikatlara tabi olmak. Sadece Kur'an, sadece kutsal kitap dememek.      -562-562İslâm akıl dini değil nakil dinidir diyenlerin vay haline. Yaratılış özelliğimiz olan beyni çalıştırmak, doğruyu yanlıştan ayırmak için beyin hücrelerini bir bilgisayar işlemcisi gibi çalıştırmak, kullanmak. Her şeyi mantık süzgecinden geçirmek. Beynin onayına sunmak. Fikir yürütmek.
null
(Mâide) 5:103

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

ma

değildir

مَا

-

2

ceale

yapmış

جَعَلَ

جعل

3

llahu

Allah

اللَّهُ

-

4

min

 

مِنْ

-

5

behiratin

bir bahîreden

بَحِيرَةٍ

بحر

6

ve la

ve ne de

وَلَا

-

7

saibetin

bir sâibe

سَائِبَةٍ

سيب

8

ve la

ve ne de

وَلَا

-

9

vesiletin

bir vasîle

وَصِيلَةٍ

وصل

10

ve la

ve ne de

وَلَا

-

11

hamin

bir hâm

حَامٍ

حمي

12

velakinne

velakin/fakat

وَلَٰكِنَّ

-

13

ellezine

kimseler

الَّذِينَ

-

14

keferu

kâfirlik etmiş

كَفَرُوا

كفر

15

yefterune

uydururlar 

يَفْتَرُونَ

فري

16

ala

karşı

عَلَى

-

17

llahi

Allah'a

اللَّهِ

-

18

l-kezibe

yalan

الْكَذِبَ

كذب

19

ve ekseruhum

ve çokları onların

وَأَكْثَرُهُمْ

كثر

20

la

 

لَا

-

21

yea'kilune

akletmezler

يَعْقِلُونَ

عقل

772|5|103|مَا جَعَلَ ٱللَّهُ مِنۢ بَحِيرَةٍ وَلَا سَآئِبَةٍ وَلَا وَصِيلَةٍ وَلَا حَامٍ وَلَٰكِنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ يَفْتَرُونَ عَلَى ٱللَّهِ ٱلْكَذِبَ وَأَكْثَرُهُمْ لَا يَعْقِلُونَ
103. Mâ cealallâhu min bahîretin ve lâ sâibetin ve lâ vasîletin ve lâ hâmin ve lâkinnellezîne keferû yefterûne alâllâhi kezib(kezibe) ve ekseruhum lâ ya’kılûn(ya’kılûne).