Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Nisâ) 4:95
Aynı seviyede olmaz müminlerden27 oturanlar* -dışındadır hasar/zarar** sahipleri- ve Allah yolunda mallarıyla ve nefisleriyle201 (cihat eden) mücâhitler521; faziletli kıldı Allah mücâhitleri521 mallarıyla ve nefisleriyle201 oturanlar üzerine bir derece; ve hepsine vadetti Allah iyilik; ve faziletli kıldı Allah mücâhitleri521 oturanlara* (karşı) büyük bir ecir (-le).
-27-

27İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.   

-201-

201Benlik, kişilik, öz varlık.

-521-

521Yüce Allah'ın yolunda cihat eden. Mücadele eden. Yüce Allah'ın yolu olan tek tanrıcılık yolunda her türlü uğraşıyı gösteren.

*Sefere çıkmayan, mücadele için sefere çıkmayan. Sefere katılmak yerine evinde oturan. 

**Sefere çıkamayacak kadar özürlü olan.

null
(Nisâ) 4:95

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

la

olmaz

لَا

-

2

yestevi

aynı seviyede/farksız

يَسْتَوِي

سوي

3

l-kaidune

oturanlar

الْقَاعِدُونَ

قعد

4

mine

 

مِنَ

-

5

l-mu'minine

müminlerden

الْمُؤْمِنِينَ

امن

6

gayru

olmaksızın

غَيْرُ

غير

7

uli

sahipleri

أُولِي

اول

8

d-derari

hasar/zarar

الضَّرَرِ

ضرر

9

velmucahidune

ve mücahitler

وَالْمُجَاهِدُونَ

جهد

10

fi

 

فِي

-

11

sebili

yolunda

سَبِيلِ

سبل

12

llahi

Allah

اللَّهِ

-

13

biemvalihim

mallarıyla

بِأَمْوَالِهِمْ

مول

14

ve enfusihim

ve nefisleriyle

وَأَنْفُسِهِمْ

نفس

15

feddele

faziletli kıldı

فَضَّلَ

فضل

16

llahu

Allah

اللَّهُ

-

17

l-mucahidine

mücahitleri

الْمُجَاهِدِينَ

جهد

18

biemvalihim

mallarıyla onların

بِأَمْوَالِهِمْ

مول

19

ve enfusihim

ve nefisleriyle

وَأَنْفُسِهِمْ

نفس

20

ala

üzerine

عَلَى

-

21

l-kaidine

oturanlar

الْقَاعِدِينَ

قعد

22

deraceten

bir derece

دَرَجَةً

درج

23

ve kullen

ve hepsine

وَكُلًّا

كلل

24

veade

vadetti

وَعَدَ

وعد

25

llahu

Allah

اللَّهُ

-

26

l-husna

iyilik

الْحُسْنَىٰ

حسن

27

vefeddele

ve faziletli kıldı

وَفَضَّلَ

فضل

28

llahu

Allah

اللَّهُ

-

29

l-mucahidine

mücahidleri

الْمُجَاهِدِينَ

جهد

30

ala

 

عَلَى

-

31

l-kaidine

oturanlar

الْقَاعِدِينَ

قعد

32

ecran

bir ecir

أَجْرًا

اجر

33

azimen

büyük

عَظِيمًا

عظم

588|4|95|لَّا يَسْتَوِى ٱلْقَٰعِدُونَ مِنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ غَيْرُ أُو۟لِى ٱلضَّرَرِ وَٱلْمُجَٰهِدُونَ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ بِأَمْوَٰلِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ فَضَّلَ ٱللَّهُ ٱلْمُجَٰهِدِينَ بِأَمْوَٰلِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ عَلَى ٱلْقَٰعِدِينَ دَرَجَةً وَكُلًّا وَعَدَ ٱللَّهُ ٱلْحُسْنَىٰ وَفَضَّلَ ٱللَّهُ ٱلْمُجَٰهِدِينَ عَلَى ٱلْقَٰعِدِينَ أَجْرًا عَظِيمًا
95. Lâ yestevîl kâıdûne minel mu’minîne gayru ulîd darari vel mucâhidûne fî sebîlillâhi bi emvâlihim ve enfusihim. Faddalallâhul mucâhidîne bi emvâlihim ve enfusihim alâl kâidîne dereceh(dereceten). Ve kullen vaadallâhul husnâ. Ve faddalallâhul mucâhidîne alâl kâıdîne ecran azîmâ(azîmen).