Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Nisâ) 4:94
Ey iman47 etmiş kimseler! Darp ettiğiniz/vurduğunuz* zaman (ayakları) Allah yolunda331; öyle ki apaçık beyan üzerinde olun**; ve demeyin kimseye (ki) attı/fırlattı üzerinize selam/selamet; "Olmadın sen bir mümin27"; bakınırsınız dünya hayatının sunumuma/arzına; öyle ki indindedir Allah'ın çokça ganimetler; işte bu gibidir; olmuştunuz sizler (de) önceden (böyle); öyle ki minnet etti Allah üzerinize; öyle ki apaçık beyan üzerinde olun**; doğrusu Allah oldu yaptıklarınıza bir Habîr466.
-47-

47Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

-331-

331Yüce Allah'ın yolu olan tek tanrıcı/monoteist inanca sahip kimseleri haksız yere katleden kimselere karşı tek tanrıcıların yaptığı, sınırı aşmadan yapılan katletme.

-27-

27İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.   

-466-466Haberdar.

*Ayakları yere vurduğunuz zaman yani sefere çıktığınız zaman.

**Her zaman apaçık deliller üzerinden ilerleyin. Zanla, şüpheyle hareket etmeyin.

null
(Nisâ) 4:94
587|4|94|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِذَا ضَرَبْتُمْ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ فَتَبَيَّنُوا۟ وَلَا تَقُولُوا۟ لِمَنْ أَلْقَىٰٓ إِلَيْكُمُ ٱلسَّلَٰمَ لَسْتَ مُؤْمِنًا تَبْتَغُونَ عَرَضَ ٱلْحَيَوٰةِ ٱلدُّنْيَا فَعِندَ ٱللَّهِ مَغَانِمُ كَثِيرَةٌ كَذَٰلِكَ كُنتُم مِّن قَبْلُ فَمَنَّ ٱللَّهُ عَلَيْكُمْ فَتَبَيَّنُوٓا۟ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرًا
94. Yâ eyyuhâllezîne âmenû izâ darabtum fî sebîlillâhi fe tebeyyenû ve lâ tekûlû li men elkâ ileykumus selâme leste mu’minâ(mu’minen), tebtegûne aradal hayâtid dunyâ, fe indallâhi megânimu kesîrah(kesîratun). Kezâlike kuntum min kablu fe mennallâhu aleykum fe tebeyyenû. İnnallâhe kâne bimâ ta’melûne habîrâ(habîran).