Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Nisâ) 4:64
Ve göndermiş değiliz hiç bir resûlü418 itaat76 edilmesi dışında Allah'ın izniyle; velev (şayet) ki onlar zulmettikleri257 zaman kendi nefislerine201 gelseydiler sana; öyle ki mağfiret319 sunsalardı Allah'a; ve mağfiret319 isteseydi onlara resûl; mutlak bulurlardı Allah'ı bir Tevvâb191; bir Rahîm2.
-418-418Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.  -76-

76Resule/elçiye itaat etmek sadece Kur'an'a itaat etmektir. Kur'an=Resul; Resul=Kur'an. Resule itaat etmek tamamı zan olan hadislere itaat etmek asla değildir. 

-257-

257Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır. 

-201-

201Benlik, kişilik, öz varlık.

-319-

319Bağışlama, affetme.

-191-

191Yaptıkları hatalardan/günahlardan dönüp vazgeçen kullarına cezayı/karşılığı vermekten vazgeçen, dönen. Kullarına sürekli dönen. Kullarının tevbesini yani vazgeçmelerini çokça kabul eden. Cezadan/karşılıktan vazgeçen.

-2-

2Yüce merhameti tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran. Bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olan anne rahmi gibi rahmetini tecelli ettiren/ortaya koyan/vücut bulduran.

null
(Nisâ) 4:64

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

ve ma

ve değiliz

وَمَا

-

2

erselna

göndermiş

أَرْسَلْنَا

رسل

3

min

 

مِنْ

-

4

rasulin

hiç bir resûl

رَسُولٍ

رسل

5

illa

dışında

إِلَّا

-

6

liyutaa

itaat edilmesi için

لِيُطَاعَ

طوع

7

biizni

izniyle

بِإِذْنِ

اذن

8

llahi

Allah'ın

اللَّهِ

-

9

velev

velev (fakat)

وَلَوْ

-

10

ennehum

ki onlar

أَنَّهُمْ

-

11

iz

 

إِذْ

-

12

zelemu

zulmettikleri zaman

ظَلَمُوا

ظلم

13

enfusehum

kendi nefislerine

أَنْفُسَهُمْ

نفس

14

ca'uke

geldiler sana

جَاءُوكَ

جيا

15

festegferu

öyle ki mağfiret istesinler

فَاسْتَغْفَرُوا

غفر

16

llahe

Allah'a

اللَّهَ

-

17

vestegfera

ve mağfiret isteseydi

وَاسْتَغْفَرَ

غفر

18

lehumu

onlara

لَهُمُ

-

19

r-rasulu

resûl

الرَّسُولُ

رسل

20

levecedu

mutlak bulurlardı

لَوَجَدُوا

وجد

21

llahe

Allah'ı

اللَّهَ

-

22

tevvaben

Tevvab

تَوَّابًا

توب

23

rahimen

Rahim

رَحِيمًا

رحم

 

557|4|64|وَمَآ أَرْسَلْنَا مِن رَّسُولٍ إِلَّا لِيُطَاعَ بِإِذْنِ ٱللَّهِ وَلَوْ أَنَّهُمْ إِذ ظَّلَمُوٓا۟ أَنفُسَهُمْ جَآءُوكَ فَٱسْتَغْفَرُوا۟ ٱللَّهَ وَٱسْتَغْفَرَ لَهُمُ ٱلرَّسُولُ لَوَجَدُوا۟ ٱللَّهَ تَوَّابًا رَّحِيمًا
64. Ve mâ erselnâ min resûlin illâ li yutâa bi iznillâh(iznillâhi). Ve lev ennehum iz zalemû enfusehum câûke festagferûllâhe vestagfera lehumur resûlu le vecedûllâhe tevvâben rahîmâ(rahîmen).