Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Nisâ) 4:59
Ey iman47 etmiş kimseler! İtaat edin Allah'a; ve itaat edin76 resûle; ve sizlerden emir sahiplerine514; öyle ki eğer çekişirseniz bir şeyde; öyle ki döndürün onu Allah ve resûl700 üzerine*; eğer olduysanız iman47 ederler Allah'a ve ahiret gününe; işte bu; bir hayırdır ve daha güzel bir tevildir401.
-47-

47Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

-76-

76Resule/elçiye itaat etmek sadece Kur'an'a itaat etmektir. Kur'an=Resul; Resul=Kur'an. Resule itaat etmek tamamı zan olan hadislere itaat etmek asla değildir. 

-514-514Yüce Allah 4:59 ayetinde emir sahiplerine yani insanları bağlayıcı hükümler veren kimselere/kurumlara itaat etmemizi emretmektedir. Mutlak ki emir sahiplerine itaat etmek toplumsal huzur içinde yaşamak için gereklidir. Ancak emir sahiplerine itaat etmek koşulsuz, şartsız asla değildir. Verdikleri ve uyguladıkları emir konusunda çekişme/anlaşmazlık ortaya çıkarsa emre itaat edilmez. Anlaşmazlık konusu hüküm verici olarak Yüce Allah ve resûl döndürülür. Bu da bizzat Kur'an demektir. Kur'an'a uygunsa o emir uygulanır. Kur'an'a uymuyorsa asla uygulanmaz.-700-

700Yüce Allah'ın mesajı olan sadece Kur'an. Yüce Allah'la resûllerinin arası asla ayrılamaz. Muhammed resûl kendisine şerefli elçi aracılığıyla indirilen Yüce Allah'ın mesajını direkt olarak okumuştur. Resûl olarak okuduğu ayetler Yüce Allah'ı temsil ettiği için Allah ve resûlü denildiğinde sadece Kur'an anlarız. Kur'an'ın hükümleri anlarız.

-401-401Yorumlamak, mana vermek, anlamlandırmak.
*Kur'an'a.
null
(Nisâ) 4:59

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

ya eyyuha

ey

يَا أَيُّهَا

-

2

ellezine

kimseler

الَّذِينَ

-

3

amenu

iman etmiş

امَنُوا

امن

4

etiu

itaat edin

أَطِيعُوا

طوع

5

llahe

Allah'a

اللَّهَ

-

6

ve etiu

ve itaat edin

وَأَطِيعُوا

طوع

7

r-rasule

resûle

الرَّسُولَ

رسل

8

ve uli

ve sahibine

وَأُولِي

اول

9

l-emri

emir

الْأَمْرِ

امر

10

minkum

sizlerden

مِنْكُمْ

-

11

fein

öyle ki eğer

فَإِنْ

-

12

tenazea'tum

çekişirseniz

تَنَازَعْتُمْ

نزع

13

fi

 

فِي

-

14

şey'in

bir şeyde

شَيْءٍ

شيا

15

ferudduhu

öyle ki döndürün onu

فَرُدُّوهُ

ردد

16

ila

karşı

إِلَى

-

17

llahi

Allah'a

اللَّهِ

-

18

ve rrasuli

ve resûle

وَالرَّسُولِ

رسل

19

in

eğer

إِنْ

-

20

kuntum

olduysanız

كُنْتُمْ

كون

21

tu'minune

iman eder

تُؤْمِنُونَ

امن

22

billahi

Allah'a

بِاللَّهِ

-

23

velyevmi

ve gününe

وَالْيَوْمِ

يوم

24

l-ahiri

ahiret

الْاخِرِ

اخر

25

zalike

işte bu

ذَٰلِكَ

-

26

hayrun

bir hayrıdır

خَيْرٌ

خير

27

ve ehsenu

ve daha güzel

وَأَحْسَنُ

حسن

28

te'vilen

bir tevildir.

تَأْوِيلًا

اول


552|4|59|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ أَطِيعُوا۟ ٱللَّهَ وَأَطِيعُوا۟ ٱلرَّسُولَ وَأُو۟لِى ٱلْأَمْرِ مِنكُمْ فَإِن تَنَٰزَعْتُمْ فِى شَىْءٍ فَرُدُّوهُ إِلَى ٱللَّهِ وَٱلرَّسُولِ إِن كُنتُمْ تُؤْمِنُونَ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ ذَٰلِكَ خَيْرٌ وَأَحْسَنُ تَأْوِيلًا
59. Yâ eyyuhâllezîne âmenû atîûllâhe ve atîûr resûle ve ulil emri minkum, fe in tenâza’tum fî şey’in fe ruddûhu ilâllâhi ver resûli in kuntum tu’minûne billâhi vel yevmil âhir(âhiri). Zâlike hayrun ve ahsenu te’vîlâ(te’vîlen).