Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Nisâ) 4:58
Doğrusu Allah emreder200 sizlere ki eriştirin/aktarın emanetleri ehline onun511; ve hükmettiğiniz zaman insanlar arasında ki hükmedersiniz512 adaletle680 (diye); doğrusu Allah ne muhteşem vaaz653 eder sizlere onunla; doğrusu Allah oldu bir Semî41; bir Basîr513.
-200-

200Buyurmak, talepte bulunmak, istekte bulunmak, nasihat etmek, buyruk, talep, istek, nasihat. Kur'an'daki emretmek kavramı zorla bir şeyi yaptırmak, yapılmadığında ceza vermek asla değildir.  

-511-511Ehil kelimesi uygun, kalifiye, kompetan, hakkını veren demektir. Emanet ise mükellefiyet, sorumluluk anlamındadır. Her iki kelime de Türkçeye geçmiş kelimelerdir. Yüce Allah 4:58 ayetinde emanetlerin onun ehli olan kimselere aktarılması gerektiğini bildirmiştir. İnsanlar arasında hükmederken de adaletle hükmedilmesi gerektiğini bildirmiştir. Kur'an'ın tek bir ayeti bile insanlığı içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtarır.  -512-

512Hüküm sahibi olanlar insanlarla ilgili verdikleri hükümlerde adaleti gözetmelidir. Hüküm sahibi demek başka insanları bağlayan kararlar veren insanlar demektir. Örneğin bir başhekim hastanede hüküm verendir. Bir yönetici hüküm verendir. Elbette ki hakimler ve savcılar hüküm verenlerdir. Örnekler artırılabilir. İnsanlık Yüce Allah'ın 4:58 ayetindeki gibi bu emrine uysa mutlak ki dünyamız çok daha güzel bir yer olacaktır.

-680-680Hakka/gerçeğe uygunluk, hakkı/gerçeği gözetme. Hakka/gerçeğe uygunluk temelinde herkese eşit ve tarafsız bir şekilde davranma. Adalet, doğruluk ve eşitlik prensiplerine dayanan evrensel bir değerdir.-653-653Öğüt vermek, uyarmak, nasihat etmek, bir fikri aşılamak.-41-

41İşiten.

-513-513Gören.


null
(Nisâ) 4:58

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

inne

doğrusu

إِنَّ

-

2

llahe

Allah

اللَّهَ

-

3

ye'murukum

emreder sizlere

يَأْمُرُكُمْ

امر

4

en

ki

أَنْ

-

5

tu'eddu

eriştirin/aktarın

تُؤَدُّوا

ادي

6

l-emanati

emanetleri

الْأَمَانَاتِ

امن

7

ila

 

إِلَىٰ

-

8

ehliha

ehline onun

أَهْلِهَا

اهل

9

ve iza

ve zaman

وَإِذَا

-

10

hakemtum

hükmettiğiniz

حَكَمْتُمْ

حكم

11

beyne

arasında

بَيْنَ

بين

12

n-nasi

insanlar

النَّاسِ

نوس

13

en

ki

أَنْ

-

14

tehkumu

hükmetmenizi

تَحْكُمُوا

حكم

15

bil-adli

adaletle

بِالْعَدْلِ

عدل

16

inne

doğrusu

إِنَّ

-

17

llahe

Allah

اللَّهَ

-

18

niimma

ne muhteşem

نِعِمَّا

نعم

19

yeizukum

vaaz eder sizlere

يَعِظُكُمْ

وعظ

20

bihi

onunla

بِهِ

-

21

inne

doğrusu

إِنَّ

-

22

llahe

Allah

اللَّهَ

-

23

kane

oldu

كَانَ

كون

24

semian

Semî

سَمِيعًا

سمع

25

besiran

Basîr

بَصِيرًا

بصر


551|4|58|إِنَّ ٱللَّهَ يَأْمُرُكُمْ أَن تُؤَدُّوا۟ ٱلْأَمَٰنَٰتِ إِلَىٰٓ أَهْلِهَا وَإِذَا حَكَمْتُم بَيْنَ ٱلنَّاسِ أَن تَحْكُمُوا۟ بِٱلْعَدْلِ إِنَّ ٱللَّهَ نِعِمَّا يَعِظُكُم بِهِۦٓ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ سَمِيعًۢا بَصِيرًا
58. İnnallâhe ye’murukum en tueddûl emânâti ilâ ehlihâ ve izâ hakemtum beynen nâsi en tahkumû bil adl(adli). İnnallâhe niımmâ yeızukum bihî. İnnallâhe kâne semîan basîrâ(basîran).