Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Nisâ) 4:43

Ey iman47 etmiş kimseler! Yaklaşmayın salâta5; ve sizler sarhoşlar/aklı örtmüşler (olarak); ta ki bilersiniz dediğinizi; ve de bir cünüp136 (-ken) -dışındadır bir yol gelip geçenler- ta ki guslederler/yıkanırlar/banyo yaparlar; ve eğer oldunuz hastalar ya da bir sefer üzerine; ya da geldi biriniz sizden gaitadan/dışkılamaktan ya da dokundunuz/cinsel ilişkiye girdiniz kadınlara; öyle ki asla bulamadınız bir su; öyle ki teyemmüm edin/sürün iyi/hoş/yumuşak toprağa/kuma; öyle ki sıvazlayın yüzlerinize ve ellerinize; doğrusu Allah oldu Afuv19; Gafûr20.

-47-

47Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

-5-

5Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

-136-

136Temizlikten uzak kalmak, kopmak. 

-19-

19Affeden.

-20-

20Bağışlayan.

Salât’a hangi kimseler yaklaşamaz;

Sarhoş olmuşlar (alkol, hap, toz, uyuşturucu vb. nedeniyle), aklı örtülmüş olanlar yani sağlıklı karar veremeyenler ne dediklerini bilinceye kadar salâta katılamazlar. Katılmama nedenleri abuk sabuk konuşarak başka insanları rahatsız etmeleri, salâta engel olabilmeleridir. Bu kimseler salâttan da bir şey anlamayacaklardır. Ancak akılları başlarına gelince salâta katılabilirler.

Cünüp ne demek?

‘cunuben’ (جنب) kelimesi kökü bir yana dönmek (turn aside), uzaklaşmak (ward off), uzak durmak (keep away, keep far), sakınmak (stun), uzak olmak (be distant), kenarda kalmak (be or remain by the side) anlamındadır. Ayette tekil, eril isim kelimesi gelmiş olup ‘uzak, kenar’ anlamındadır.

Uzun zaman yıkanmamış, banyo yapamamış kimseler temizlikten uzaklaştıkları için cünüp olarak isimlendirilir. Yüce Allah bu kimselerin yıkanmasını emretmektedir. Cünüplüğün cinsel ilişkiyle ilgisi yoktur.

Cünüp hale gelmiş yani temizlikten uzak kalmış olanlar yayabilecekleri pis koku nedeniyle salâta katılamazlar. Bu kimseler banyo yaparak temizleneceklerdir. Daha sonra abdest alma sürecine gireceklerdir. Eğer orada yaşamayan, gelip geçen bir kimseyse ve banyo yapma imkânı yoksa direkt olarak abdest alma sürecine girecektir.

Abdest süreci;

Abdesti Kur’an’a göre iki şey bozar.

1. Cinsel ilişki olmuşsa

2. Dışkılama olmuşsa yani gaita çıkışı olmuşsa.

Abdest gerekirse;

Su varsa; eller dirseklere kadar yıkanır. Yüz yıkanır. Baş mesh edilir. Ayaklar mesh edilir.

Su yoksa ya da hastalık varsa ya da sefer hali varsa temiz ve yumuşak bir toprakla/kumla eller ovuşturulur ve yüze sürülür.

Şema olarak gösterilmesi;

Gusül abdesti nedir? Cünüplük nedir? Cenabet nedir?

Abdest alma süreci;

Abdest nasıl alınır? Abdesti neler bozar? Namaz abdesti nedir? Kur'an'a göre abdest nasıl alınır?



(Nisâ) 4:43

  # 

     Kelime    

    Anlam    

    Arapça    

 Kök 

1

ya eyyuha

ey

يَاأَيُّهَا

-

2

ellezine

kimseler

الَّذِينَ

-

3

amenu

iman etmiş

امَنُوا

امن

4

la

لَا

-

5

tekrabu

yaklaşmayın

تَقْرَبُوا

قرب

6

s-salate

salata

الصَّلَاةَ

صلو

7

veentum

ve sizler

وَأَنْتُمْ

-

8

sukara

sarhoşlar/aklı örtmüşler

سُكَارَىٰ

سكر

9

hatta

ta ki

حَتَّىٰ

-

10

tea'lemu

bilersiniz

تَعْلَمُوا

علم

11

ma

مَا

-

12

tekulune

dediğinizi

تَقُولُونَ

قول

13

ve la

ve de

وَلَا

-

14

cunuben

bir cünüp (-ken)/bir uzak (-ken) (temizlikten)

جُنُبًا

جنب

15

illa

dışındadır

إِلَّا

-

16

aabiri

gelip geçenler

عَابِرِي

عبر

17

sebilin

bir yol

سَبِيلٍ

سبل

18

hatta

ta ki

حَتَّىٰ

-

19

tegtesilu

guslederler/yıkanırlar/banyo yaparlar

تَغْتَسِلُوا

غسل

20

ve in

ve eğer

وَإِنْ

-

21

kuntum

oldunuz

كُنْتُمْ

كون

22

merda

hastalar

مَرْضَىٰ

مرض

23

ev

ya da

أَوْ

-

24

ala

üzerine

عَلَىٰ

-

25

seferin

bir sefer

سَفَرٍ

سفر

26

ev

ya da

أَوْ

-

27

ca'e

geldi

جَاءَ

جيا

28

ehadun

biriniz

أَحَدٌ

احد

29

minkum

sizden

مِنْكُمْ

-

30

mine

مِنَ

-

31

l-gaiti

gaitadan/dışkılamaktan

الْغَائِطِ

غوط

32

ev

ya da

أَوْ

-

33

lamestumu

dokundunuz/cinsel ilişkiye girdiniz

لَامَسْتُمُ

لمس

34

n-nisa'e

kadınlara

النِّسَاءَ

نسو

35

fe lem

öyle ki asla

فَلَمْ

-

36

tecidu

bulamadınız

تَجِدُوا

وجد

37

maen

bir su

مَاءً

موه

38

feteyemmemu

öyle ki teyemmüm edin/sürün

فَتَيَمَّمُوا

يمم

39

saiyden

toprağa/kuma

صَعِيدًا

صعد

40

tayyiben

iyi/hoş/yumuşak

طَيِّبًا

طيب

41

femsehu

öyle ki sıvazlayın

فَامْسَحُوا

مسح

42

bivucuhikum

yüzlerinize

بِوُجُوهِكُمْ

وجه

43

ve eydikum

ve ellerinize

وَأَيْدِيكُمْ

يدي

44

inne

doğrusu

إِنَّ

-

45

llahe

Allah

اللَّهَ

-

46

kane

oldu

كَانَ

كون

47

afuvven

afuv

عَفُوًّا

عفو

48

gafuran

gafûr

غَفُورًا

غفر

536|4|43|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تَقْرَبُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَأَنتُمْ سُكَٰرَىٰ حَتَّىٰ تَعْلَمُوا۟ مَا تَقُولُونَ وَلَا جُنُبًا إِلَّا عَابِرِى سَبِيلٍ حَتَّىٰ تَغْتَسِلُوا۟ وَإِن كُنتُم مَّرْضَىٰٓ أَوْ عَلَىٰ سَفَرٍ أَوْ جَآءَ أَحَدٌ مِّنكُم مِّنَ ٱلْغَآئِطِ أَوْ لَٰمَسْتُمُ ٱلنِّسَآءَ فَلَمْ تَجِدُوا۟ مَآءً فَتَيَمَّمُوا۟ صَعِيدًا طَيِّبًا فَٱمْسَحُوا۟ بِوُجُوهِكُمْ وَأَيْدِيكُمْ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ عَفُوًّا غَفُورًا
43. Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ takrabûs salâte ve entum sukârâ hattâ ta’lemû mâ tekûlûne ve lâ cunuben illâ âbirî sebîlin hattâ tagtesilû. Ve in kuntum mardâ ev alâ seferin ev câe ehadun minkum minel gâiti ev lâmestumun nisâe fe lem tecidû mâen fe teyemmemû saîden tayyiben femsehû bi vucûhikum ve eydîkum. İnnallâhe kâne afuvven gafûrâ(gafûran).