Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Nisâ) 4:19
Ey iman47 etmiş kimseler! Helal olmaz sizlere ki varis olursunuz kadınlara bir zorlama (-yla)*; zorlaştırmanız/sorun yaratmanız (da) onlara (helal olmaz); alıp gitmek için bir kısmıyla kendilerine verdiğinizi**; dışındadır ki işlerler apaçık fahişelik; ve iç içe geçmiş/müşterek şekilde geçinin onlarla marufla291; öyle ki eğer hoşlanmadınızsa onlardan*** öyle ki belki de ki hoşlanmadığınız bir şeyi; ve yapmıştır Allah onda çokça bir hayır.
-47-

47Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

-291-

291Evrensel kabuller, evrenin işleyişine uygun davranışlar, normlar.

*Kadınların mallarına zorla varis olunamaz. Haramdır. Erkekler gibi kadınlar da ölmeden önce diledikleri şekilde vasiyet bırakma hakkına sahiptir. Vasiyet bırakmadan vefat gerçekleşirse 4:11, 4:12 ve 4:118 ayetleri devreye girer. Şüphesiz ki erkeklerde de durum aynıdır. 

**2:229 ayetinden anlarız ki kadın boşanmak istemişse evliliğin başında almış olduğu mehri boşanacağı kocasına geri vermelidir. Bu fidye ödemesi, evlilikten kendisini kurtarma karşılığıdır. Boşanmak isteyen kadının verdiği fidyeyi erkeğin almasında bir günah yoktur. İşte kadınların evlilik hakkı olarak verilen sadakaların/mehirlerin bir kısmını geri almak için geçimsizlik yaratarak kadınları kendi istekleriyle boşanmaya zorlamak helal değildir.

***Fahişelik haricindeki hoşa gitmeyen durumlarda bile geçinmek için her türlü özveri gösterilmelidir. Yüce Allah hoşa gitmeyen şeylere de çokça bir hayır, iyilik koymuş olduğunu bildirmektedir.  


null
(Nisâ) 4:19

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

ya eyyuha

ey

يَا أَيُّهَا

-

2

ellezine

kimseler

الَّذِينَ

-

3

amenu

iman etmiş

امَنُوا

امن

4

la

 

لَا

-

5

yehillu

helal olmaz

يَحِلُّ

حلل

6

lekum

sizlere

لَكُمْ

-

7

en

ki

أَنْ

-

8

terisu

varis olursunuz

تَرِثُوا

ورث

9

n-nisa'e

kadınlara

النِّسَاءَ

نسو

10

kerhen

bir zorlama (-yla)

كَرْهًا

كره

11

ve la

 

وَلَا

-

12

tea'duluhunne

zorlaştırmanız problem yaratmanız  onlara (da)

تَعْضُلُوهُنَّ

عضل

13

litezhebu

alıp gitmek için

لِتَذْهَبُوا

ذهب

14

bibea'di

bir kısmıyla

بِبَعْضِ

بعض

15

ma

 

مَا

-

16

ateytumuhunne

verdiğinizi onlara

اتَيْتُمُوهُنَّ

اتي

17

illa

dışında

إِلَّا

-

18

en

ki

أَنْ

-

19

ye'tine

işlerler

يَأْتِينَ

اتي

20

bifahişetin

fahişelik

بِفَاحِشَةٍ

فحش

21

mubeyyinetin

apaçık 

مُبَيِّنَةٍ

بين

22

ve aaşiruhunne

ve onlarla geçinin

وَعَاشِرُوهُنَّ

عشر

23

bil-mea'rufi

marufla

بِالْمَعْرُوفِ

عرف

24

fein

öyle ki eğer

فَإِنْ

-

25

kerihtumuhunne

hoşlanmadınızsa onlarlardan

كَرِهْتُمُوهُنَّ

كره

26

feasa

öyle ki belki de

فَعَسَىٰ

عسي

27

en

ki

أَنْ

-

28

tekrahu

hoşlanmadı

تَكْرَهُوا

كره

29

şey'en

bir şeye

شَيْئًا

شيا

30

ve yec'ale

ve yaptı

وَيَجْعَلَ

جعل

31

llahu

Allah

اللَّهُ

-

32

fihi

onda

فِيهِ

-

33

hayran

bir hayır

خَيْرًا

خير

34

kesiran

çokça

كَثِيرًا

كثر

512|4|19|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا يَحِلُّ لَكُمْ أَن تَرِثُوا۟ ٱلنِّسَآءَ كَرْهًا وَلَا تَعْضُلُوهُنَّ لِتَذْهَبُوا۟ بِبَعْضِ مَآ ءَاتَيْتُمُوهُنَّ إِلَّآ أَن يَأْتِينَ بِفَٰحِشَةٍ مُّبَيِّنَةٍ وَعَاشِرُوهُنَّ بِٱلْمَعْرُوفِ فَإِن كَرِهْتُمُوهُنَّ فَعَسَىٰٓ أَن تَكْرَهُوا۟ شَيْـًٔا وَيَجْعَلَ ٱللَّهُ فِيهِ خَيْرًا كَثِيرًا
19. Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ yahıllu lekum en terisûn nisâe kerhâ(kerhen). Ve lâ ta’dulûhunne li tezhebû bi ba’dı mâ âteytumûhunne illâ en ye’tîne bi fâhışetin mubeyyineh(mubeyyinetin), ve âşirûhunne bil ma’rûf(ma’rûfi), fe in kerihtumûhunne fe asâ en tekrahû şey’en ve yec’alallâhu fîhi hayran kesîrâ(kesîran).