Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Nisâ) 4:171

Ey ehli kitap135! Sınırı aşmayın dininizde; ve demeyin Allah üzerine hak/gerçek dışında; ancak ki Mesih Îsâ; Meryem oğlu; resûlüdür418 Allah'ın; ve kelimesidir416 O’nun (Allah’ın); attı onu Meryem'e doğru; ve bir ruh O'ndan (Allah’tan); öyle ki iman47 edin Allah'a ve resûllerine418 O’nun; ve demeyin "üç"; yasaklayın/engelleyin bir hayır/iyilik (olarak) sizlere; ancak ki Allah bir tek ilâhtır74; Subhân'dır7 O; ki olmaz O’na bir çocuk; O'nadır göklerde olan ve yerde olan; ve kafî geldi/yetti Allah bir vekîl (olarak).

-135-

135Hristiyanlar ve Yahudiler başta olmak üzere Kur'an öncesi kendilerine kitap verilmiş olan topluluklar. 

-418-418Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.  -416-416Buyruğu, emri, hükmü, kararı, 'ol' demesi.-47-

47Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

-74-

74Tanrı. Tektir; dengi/eşiti ve benzeri yoktur. Ne doğmuştur ne de doğurulmuştur. Gücünü, varlığını bizzat kendisinden alır ve sonsuz bir şekilde devam ettirir. Ebedi ve ezeli olandır; hiçbir yıkıma uğramadan, değişmeden, zayıflamadan, eksilmeden, sonsuz şekilde gücünü kuvvetini koruyandır. Kendisinden başka her şeyin O’na muhtaç olduğudur, hiçbir şeye bağlı olmadan hükmedendir. En yüce sıfatların sahibi olup dilediğinde tecelli ettirendir.

-7-

7Tüm isimlerini/sıfatlarını tecelli ettiren.

(Nisâ) 4:171

  # 

     Kelime    

    Anlam    

    Arapça    

 Kök 

1

ya ehle

ey ehli

يَاأَهْلَ

اهل

2

l-kitabi

kitap

الْكِتَابِ

كتب

3

la

لَا

-

4

teglu

sınırı aşmayın

تَغْلُوا

غلو

5

fi

فِي

-

6

dinikum

dininizde

دِينِكُمْ

دين

7

ve la

وَلَا

-

8

tekulu

ve demeyin

تَقُولُوا

قول

9

ala

üzerine

عَلَى

-

10

llahi

Allah

اللَّهِ

-

11

illa

dışında

إِلَّا

-

12

l-hakka

hak/gerçek

الْحَقَّ

حقق

13

innema

ancak ki

إِنَّمَا

-

14

l-mesihu

Mesih

الْمَسِيحُ

-

15

iysa

Îsa

عِيسَى

-

16

bnu

oğlu

ابْنُ

بني

17

meryeme

Meryem

مَرْيَمَ

-

18

rasulu

resulüdür/elçisidir

رَسُولُ

رسل

19

llahi

Allah'ın

اللَّهِ

-

20

ve kelimetuhu

ve kelimesidir O’nun

وَكَلِمَتُهُ

كلم

21

elkaha

attı onu

أَلْقَاهَا

لقي

22

ila

doğru

إِلَىٰ

-

23

meryeme

Meryem'e

مَرْيَمَ

-

24

ve ruhun

ve bir ruh

وَرُوحٌ

روح

25

minhu

O'ndan

مِنْهُ

-

26

fe aminu

öyle ki iman edin

فَامِنُوا

امن

27

billahi

Allah'a

بِاللَّهِ

-

28

ve rusulihi

ve resullerine/elçilerine O’nun

وَرُسُلِهِ

رسل

29

ve la

ve

وَلَا

-

30

tekulu

demeyin

تَقُولُوا

قول

31

selasetun

"üçtür"

ثَلَاثَةٌ

ثلث

32

ntehu

yasaklayın/engelleyin

انْتَهُوا

نهي

33

hayran

bir hayır/iyilik (olarak)

خَيْرًا

خير

34

lekum

sizlere

لَكُمْ

-

35

innema

ancak ki

إِنَّمَا

-

36

llahu

Allah

اللَّهُ

-

37

ilahun

bir ilahtır

إِلَٰهٌ

اله

38

vahidun

tek

وَاحِدٌ

وحد

39

subhanehu

subhândır O

سُبْحَانَهُ

سبح

40

en

ki

أَنْ

-

41

yekune

olmaz

يَكُونَ

كون

42

lehu

O’na

لَهُ

-

43

veledun

bir çocuk

وَلَدٌ

ولد

44

lehu

O'nadır

لَهُ

-

45

ma

مَا

-

46

fi

فِي

-

47

s-semavati

göklerde olan

السَّمَاوَاتِ

سمو

48

ve ma

ve

وَمَا

-

49

fi

فِي

-

50

l-erdi

yerde olan

الْأَرْضِ

ارض

51

ve kefa

ve kafî geldi/yetti

وَكَفَىٰ

كفي

52

billahi

Allah

بِاللَّهِ

-

53

vekilen

bir vekîl (olarak)

وَكِيلًا

وكل

664|4|171|يَٰٓأَهْلَ ٱلْكِتَٰبِ لَا تَغْلُوا۟ فِى دِينِكُمْ وَلَا تَقُولُوا۟ عَلَى ٱللَّهِ إِلَّا ٱلْحَقَّ إِنَّمَا ٱلْمَسِيحُ عِيسَى ٱبْنُ مَرْيَمَ رَسُولُ ٱللَّهِ وَكَلِمَتُهُۥٓ أَلْقَىٰهَآ إِلَىٰ مَرْيَمَ وَرُوحٌ مِّنْهُ فَـَٔامِنُوا۟ بِٱللَّهِ وَرُسُلِهِۦ وَلَا تَقُولُوا۟ ثَلَٰثَةٌ ٱنتَهُوا۟ خَيْرًا لَّكُمْ إِنَّمَا ٱللَّهُ إِلَٰهٌ وَٰحِدٌ سُبْحَٰنَهُۥٓ أَن يَكُونَ لَهُۥ وَلَدٌ لَّهُۥ مَا فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِى ٱلْأَرْضِ وَكَفَىٰ بِٱللَّهِ وَكِيلًا
171. Yâ ehlel kitâbi lâ taglû fî dînikum ve lâ tekûlû alâllâhi illâl hakk(hakka). İnnemâl mesîhu îsâbnu meryeme resûlullâhi ve kelimetuhu. Elkâhâ ilâ meryeme ve rûhun minhu, fe âminû billâhi ve rusulihî, ve lâ tekûlû selâseh(selâsetun). İntehû hayran lekum. İnnemâllâhu ilâhun vâhid(vâhidun). Subhânehû en yekûne lehu veled(veledun), lehu mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ard(ardı). Ve kefâ billâhi vekîlâ(vekîlen).