Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Nisâ) 4:164
Ve resûller418 (ki) muhakkak kıssalaştırdık430 onları sana önceden; ve resûller (ki) asla kıssalaştırmadık430 sana; ve kelam531 etti Allah Mûsâ'ya bir kelam (-la).
-418-418Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.  -430-430Anlatı, öykü.-531-

53142:51 ayetinde Yüce Allah bir beşere doğrudan kelam etmesinin asla olmayacağını bildirmiştir. Kelam 3 yöntemle olur.

Kişiye doğrudan vahiyle; Mûsâ'nın annesine yapılan vahiy.

Bir perde arkasından;  ağaç yada ateş gibi ara bir madde/perde arkasından. Mûsâ'nın Tur dağında ateş üzerinden vahiy alması. Muhammed'in ise ağaç üzerinden vahiy alması. 

Şerefli bir elçi göndererek; evrenimizin bir üst boyutundan bulunan Cibrîl, Rakim yoldaşları gibi varlıklar Yüce Allah'ın vahyini beşere yine O'nun izniyle vahy ederler.


null
(Nisâ) 4:164

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

ve rusulen

ve resûller

وَرُسُلًا

رسل

2

kad

muhakkak

قَدْ

-

3

kasasnahum

kıssalaştırdık onları

قَصَصْنَاهُمْ

قصص

4

aleyke

sana

عَلَيْكَ

-

5

min

 

مِنْ

-

6

kablu

önceden

قَبْلُ

قبل

7

ve rusulen

ve resûller

وَرُسُلًا

رسل

8

lem

asla

لَمْ

-

9

neksushum

kıssalaştırmadık onları

نَقْصُصْهُمْ

قصص

10

aleyke

sana

عَلَيْكَ

-

11

ve kelleme

ve kelam etti

وَكَلَّمَ

كلم

12

llahu

Allah

اللَّهُ

-

13

musa

Musa'ya

مُوسَىٰ

-

14

teklimen

bir kelam

تَكْلِيمًا

كلم


657|4|164|وَرُسُلًا قَدْ قَصَصْنَٰهُمْ عَلَيْكَ مِن قَبْلُ وَرُسُلًا لَّمْ نَقْصُصْهُمْ عَلَيْكَ وَكَلَّمَ ٱللَّهُ مُوسَىٰ تَكْلِيمًا
164. Ve rusulen kad kasasnâhum aleyke min kablu ve rusulen lem naksushum aleyk(aleyke). Ve kellemallâhu mûsâ teklîmâ(teklîmen).