Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Nisâ) 4:131
Allah'adır göklerdeki162 ve yerdeki; ve ant olsun vasiyet ettik kimselere (ki) verildiler kitap sizlerden önce; ve sizlere ki takvalı olun Allah'a; ve eğer kâfirlik ederseniz; öyle ki doğrusu Allah'adır göklerdeki ve yerdeki; ve oldu Allah bir Ganiyy106; bir Hamîd107.
-162-

162Kur’an’a göre gök kavramı başımızı göğe çevirip baktığımızda gördüğümüz veya göremediğimiz her şeyi kapsar. Çoğul olarak gökler de çok sayıda gök içeren yapıları işaret etmek için kullanılır. Evren tekil olarak bir göktür. Bu gök içindeki her bir yer de göktür. Örnek; galaksinin içindeki bir bulutsu da bir göktür. Bu nedenle gökler çok sayıda gök içeren evrenimizi işaret eder.

-106-

106Zengin.

-107-

107En yüce övgüye/methedilmeye değer.

null
(Nisâ) 4:131

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

velillahi

Allah'adır

وَلِلَّهِ

-

2

ma

 

مَا

-

3

fi

 

فِي

-

4

s-semavati

göklerdeki

السَّمَاوَاتِ

سمو

5

ve ma

ve

وَمَا

-

6

fi

 

فِي

-

7

l-erdi

yerdeki

الْأَرْضِ

ارض

8

velekad

ve ant olsun

وَلَقَدْ

-

9

vessayna

vasiyet ettik

وَصَّيْنَا

وصي

10

ellezine

kimselere

الَّذِينَ

-

11

utu

verildiler

أُوتُوا

اتي

12

l-kitabe

kitap

الْكِتَابَ

كتب

13

min

 

مِنْ

-

14

kablikum

sizden önce

قَبْلِكُمْ

قبل

15

ve iyyakum

ve sadece sizlere

وَإِيَّاكُمْ

-

16

eni

ki

أَنِ

-

17

tteku

takvalı olun

اتَّقُوا

وقي

18

llahe

Allah'a

اللَّهَ

-

19

vein

ve eğer

وَإِنْ

-

20

tekfuru

kâfirlik ederseniz

تَكْفُرُوا

كفر

21

feinne

öyle ki doğrusu

فَإِنَّ

-

22

lillahi

Allah'adır

لِلَّهِ

-

23

ma

 

مَا

-

24

fi

 

فِي

-

25

s-semavati

göklerdeki

السَّمَاوَاتِ

سمو

26

ve ma

ve

وَمَا

-

27

fi

 

فِي

-

28

l-erdi

yerdeki

الْأَرْضِ

ارض

29

ve kane

ve oldu

وَكَانَ

كون

30

llahu

Allah

اللَّهُ

-

31

ganiyyen

Ganiyy

غَنِيًّا

غني

32

hamiden

Hamîd

حَمِيدًا

حمد

 

624|4|131|وَلِلَّهِ مَا فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِى ٱلْأَرْضِ وَلَقَدْ وَصَّيْنَا ٱلَّذِينَ أُوتُوا۟ ٱلْكِتَٰبَ مِن قَبْلِكُمْ وَإِيَّاكُمْ أَنِ ٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَإِن تَكْفُرُوا۟ فَإِنَّ لِلَّهِ مَا فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِى ٱلْأَرْضِ وَكَانَ ٱللَّهُ غَنِيًّا حَمِيدًا
131. Ve lillâhi mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ard(ardı). Ve lekad vassaynâllezîne ûtûl kitâbe min kablikum ve iyyâkum enittekullâh(enittekullâhe). Ve in tekfurû fe inne lillâhi mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ard(ardı). Ve kânallâhu ganiyyen hamîdâ(hamîden).