Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Nisâ) 4:119

"Ve mutlak dalalete128 düşürürüm onları; ve mutlak temenniye* sokarım onları; ve mutlak emrederim200 onlara öyle ki mutlak keserler kulaklarını çiftlik hayvanlarının; ve mutlak emrederim200 öyle ki mutlak değiştirirler Allah'ın yaratışını"; ve kim tutar/edinir şeytânı29 bir veli28 astından Allah'ın; öyle ki muhakkak hüsrana uğrar; apaçık bir hüsrana.

-128-

128Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

-200-

200Buyurmak, talepte bulunmak, istekte bulunmak, nasihat etmek, buyruk, talep, istek, nasihat. Kur'an'daki emretmek kavramı zorla bir şeyi yaptırmak, yapılmadığında ceza vermek asla değildir.  

-29-

29Saptıran, bozan, uzaklaştıran her şey için kullanılan bir kavramdır. En büyük şeytân İblîs'tir. Onun soyları olan, paralel evrenden kalp ve beyin hücrelerimize kuantum seviyesinde fısıldayarak insanları saptıran cinler de bir şeytândır. İnsanlardan bir kimse de şeytân olabilir. Haktan/gerçekten saptırmışsa; doğru olanı bozmuşsa, doğrudan uzaklaştırmışsa o şey Kur'an'a göre şeytândır. Kur'an'dan saptıran, Kur'an'ı anlamını bozan söylenti/hadis kitapları da birer şeytândır. Güneş'ten çıkan kozmik parçacıklar da DNA gibi organik molekülleri bozduğu için Rabbimiz tarafından şeytanlar olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle geçtiği ayete göre anlam verilmelidir.

-28-

28Koruyan, himaye eden yakın arkadaş. Çoğulu evliyadır.

*Bitmez tükenmez beklentiler.  
null
(Nisâ) 4:119

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

veleudillennehum

ve mutlak dalalete düşürürüm onları

وَلَأُضِلَّنَّهُمْ

ضلل

2

veleumenniyennehum

ve mutlak temenni ettiririm onları

وَلَأُمَنِّيَنَّهُمْ

مني

3

velamurannehum

ve mutlak emrederim onlara

وَلَامُرَنَّهُمْ

امر

4

feleyubettikunne

öyle ki mutlak keserler

فَلَيُبَتِّكُنَّ

بتك

5

azane

kulaklarını

اذَانَ

اذن

6

l-en'aami

enamın

الْأَنْعَامِ

نعم

7

velamurannehum

ve mutlak emrederim

وَلَامُرَنَّهُمْ

امر

8

feleyugayyirunne

öyle ki mutlak değiştirirler

فَلَيُغَيِّرُنَّ

غير

9

halka

yaratışını

خَلْقَ

خلق

10

llahi

Allah'ın

اللَّهِ

-

11

ve men

ve kim

وَمَنْ

-

12

yettehizi

tutar/edinir

يَتَّخِذِ

اخذ

13

ş-şeytane

şeytanı

الشَّيْطَانَ

شطن

14

veliyyen

bir veli

وَلِيًّا

ولي

15

min

 

مِنْ

-

16

duni

astından

دُونِ

دون

17

llahi

Allah'ın

اللَّهِ

-

18

fekad

öyle ki muhakkak

فَقَدْ

-

19

hasira

hüsrana uğrar

خَسِرَ

خسر

20

husranen

bir hüsran

خُسْرَانًا

خسر

21

mubinen

bir apacık

مُبِينًا

بين

 


612|4|119|وَلَأُضِلَّنَّهُمْ وَلَأُمَنِّيَنَّهُمْ وَلَءَامُرَنَّهُمْ فَلَيُبَتِّكُنَّ ءَاذَانَ ٱلْأَنْعَٰمِ وَلَءَامُرَنَّهُمْ فَلَيُغَيِّرُنَّ خَلْقَ ٱللَّهِ وَمَن يَتَّخِذِ ٱلشَّيْطَٰنَ وَلِيًّا مِّن دُونِ ٱللَّهِ فَقَدْ خَسِرَ خُسْرَانًا مُّبِينًا
119. Ve le udillennehum ve le umenniyennehum ve le âmurannehum fe le yubettikunne âzânel en’âmi, ve le âmurannehum fe le yugayyirunne halkallâh(halkallâhi. Ve men yettehıziş şeytâne veliyyen min dûnillâhi fe kad hasira husrânen mubînâ(mubînen).