Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Nisâ) 4:113
Şayet olmasa (-ydı) fazlı202 Allah'ın senin üzerine; ve (de) rahmeti271; mutlak niyetlenmişti bir tayfa onlardan ki dalalete128 düşürürler seni; ve dalalete128 düşürür değillerdir kendi nefisleri201 dışında; ve zarar verir değillerdir sana hiçbir şeyde; ve indirdi Allah sana kitabı* ve hikmeti303; ve öğretti sana asla olmazsın bilir; ve oldu fazlı202 Allah'ın senin üzerine bir büyük** (şey).
-202-

202İyi olan şeylerde fazlalıklı olmak, fazlalaştırmak, daha fazlaya sahip olmak, daha fazla yapmak.   

-271-

271Merhamet. Rahmetin, merhametin tecelli etmiş haline en iyi örnek anne rahmidir. Kadın rahminin bebeğini sararak onun her türlü ihtiyacını gidermesi, her türlü korumayı sağlaması rahmetin en üst seviye tecelli etmesidir. Yüce Allah'ın rahmeti evreni bir anne rahmi gibi sarmıştır, kuşatmıştır. Rabbimizin rahmeti ahiret evreninde müminler için olacaktır.   

-128-

128Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

-201-

201Benlik, kişilik, öz varlık.

-303-

Hikmet içeren kitap, hikmetli kitap, hikmetli hükümler içeren kitap. Arapça 'vav' 've' bağlacı vurgulama amaçlı da kullanılır. Daha detaylı inceleme aşağıdaki makaleden okunabilir.

Hikmetli kitap, hikmet içeren kitap: Kur'an.

*Hüküm içeren kitabı indirerek sana öğretti ki asla dalalete düşmezsin.  

**Kur'an'ın hükümlerine tabi olabilmek bir insan için Yüce Allah'ın büyük bir faziletidir. Her şeyin üzerinde büyük bir fazilettir. 

null
(Nisâ) 4:113

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

velevla

şayet olmasa

وَلَوْلَا

-

2

fedlu

fazlı/lütfu

فَضْلُ

فضل

3

llahi

Allah'ın

اللَّهِ

-

4

aleyke

senin üzerine

عَلَيْكَ

-

5

ve rahmetuhu

ve rahmeti

وَرَحْمَتُهُ

رحم

6

lehemmet

mutlak niyetlendi 

لَهَمَّتْ

همم

7

taifetun

bir tayfa

طَائِفَةٌ

طوف

8

minhum

onlardan

مِنْهُمْ

-

9

en

ki

أَنْ

-

10

yudilluke

dalalete düşürürler seni

يُضِلُّوكَ

ضلل

11

vema

ve değildir

وَمَا

-

12

yudillune

dalalete düşürürler

يُضِلُّونَ

ضلل

13

illa

dışında

إِلَّا

-

14

enfusehum

kendi nefisleri

أَنْفُسَهُمْ

نفس

15

ve ma

ve değildir

وَمَا

-

16

yedurruneke

zarar verirler sana

يَضُرُّونَكَ

ضرر

17

min

hiçbir

مِنْ

-

18

şey'in

şey

شَيْءٍ

شيا

19

ve enzele

ve indirdi

وَأَنْزَلَ

نزل

20

llahu

Allah

اللَّهُ

-

21

aleyke

sana

عَلَيْكَ

-

22

l-kitabe

kitabı

الْكِتَابَ

كتب

23

velhikmete

ve hikmeti

وَالْحِكْمَةَ

حكم

24

ve allemeke

ve öğretti sana

وَعَلَّمَكَ

علم

25

ma

 

مَا

-

26

lem

asla

لَمْ

-

27

tekun

olamazsın

تَكُنْ

كون

28

tea'lemu

bilir

تَعْلَمُ

علم

29

ve kane

ve oldu

وَكَانَ

كون

30

fedlu

fazlı/lutfu

فَضْلُ

فضل

31

llahi

Allah'ın

اللَّهِ

-

32

aleyke

üzerine senin

عَلَيْكَ

-

33

azimen

bir büyük

عَظِيمًا

عظم

606|4|113|وَلَوْلَا فَضْلُ ٱللَّهِ عَلَيْكَ وَرَحْمَتُهُۥ لَهَمَّت طَّآئِفَةٌ مِّنْهُمْ أَن يُضِلُّوكَ وَمَا يُضِلُّونَ إِلَّآ أَنفُسَهُمْ وَمَا يَضُرُّونَكَ مِن شَىْءٍ وَأَنزَلَ ٱللَّهُ عَلَيْكَ ٱلْكِتَٰبَ وَٱلْحِكْمَةَ وَعَلَّمَكَ مَا لَمْ تَكُن تَعْلَمُ وَكَانَ فَضْلُ ٱللَّهِ عَلَيْكَ عَظِيمًا
113. Ve lev lâ fadlullâhi aleyke ve rahmetuhu le hemmet tâifetun minhum en yudıllûke. Ve mâ yudıllûne illâ enfusehum ve mâ yadurrûneke min şey’(şey’in). Ve enzelallâhu aleykel kitâbe vel hikmete ve allemeke mâ lem tekun ta’lem(ta’lemu). Ve kâne fadlullâhi aleyke azîmâ(azîmen).