Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Nisâ) 4:103

Öyle ki, tamamladığınız zaman salâtı5; öyle ki zikredin/hatırlayın Allah'ı kıyam143 halindeler (olarak) ve oturan (olarak) ve yanlarınız üzerine (yatar halde); öyle ki sakinleştiğiniz zaman; öyle ki ikame572 edin salâtı5; doğrusu salât5 oldu müminler27 üzerine vakitli* bir kitap**.

-5-

5Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

-143-

143Yaratılış özelliğinin dikilmesi/ayağa kalkması; bir amaç için ayaklanması/hareketlenmesi.

-572-572Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak. -27-

27İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.   

*Vakitli (sabah ve akşam) salat ve haftalık salat sadece müminlerin yapacağı bir iştir.

**Yazgı, kitap, üzerinde bilgiler olan yazılı şey.    

(Nisâ) 4:103

  # 

     Kelime    

    Anlam    

    Arapça    

 Kök 

1

feiza

öyle ki zaman

فَإِذَا

-

2

kadeytumu

tamamladınız

قَضَيْتُمُ

قضي

3

s-salate

salatı

الصَّلَاةَ

صلو

4

fezkuru

öyle ki zikredin/hatırlayın

فَاذْكُرُوا

ذكر

5

llahe

Allah'ı

اللَّهَ

-

6

kiyamen

kıyam halindeler/dikelmişler/doğrulmuşlar/ayaktalar (olarak)

قِيَامًا

قوم

7

ve kuuden

ve oturan (olarak)

وَقُعُودًا

قعد

8

ve ala

ve üzerine

وَعَلَىٰ

-

9

cunubikum

yanlarınız (yatar durumda)

جُنُوبِكُمْ

جنب

10

feiza

öyle ki zaman

فَإِذَا

-

11

tme'nentum

sakinleştiğiniz

اطْمَأْنَنْتُمْ

طمن

12

feekimu

öyle ki doğrultun/dikleştirin/ayağa kaldırın

فَأَقِيمُوا

قوم

13

s-salate

salatı

الصَّلَاةَ

صلو

14

inne

doğrusu

إِنَّ

-

15

s-salate

salat

الصَّلَاةَ

صلو

16

kanet

oldu

كَانَتْ

كون

17

ala

üzerine

عَلَى

-

18

l-mu'minine

müminler

الْمُؤْمِنِينَ

امن

19

kitaben

bir kitap

كِتَابًا

كتب

20

mevkuten

vakitli

مَوْقُوتًا

وقت

596|4|103|فَإِذَا قَضَيْتُمُ ٱلصَّلَوٰةَ فَٱذْكُرُوا۟ ٱللَّهَ قِيَٰمًا وَقُعُودًا وَعَلَىٰ جُنُوبِكُمْ فَإِذَا ٱطْمَأْنَنتُمْ فَأَقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ إِنَّ ٱلصَّلَوٰةَ كَانَتْ عَلَى ٱلْمُؤْمِنِينَ كِتَٰبًا مَّوْقُوتًا
103. Fe izâ kadaytumus salâte fezkurûllâhe kıyâmen ve kuûden ve alâ cunûbikum, fe izatma’nentum fe ekîmus salât(salâte), innes salâte kânet alâl mu’minîne kitâben mevkûtâ(mevkûten).