Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Nisâ) 4:101

Ve darp ettiğiniz/vurduğunuz zaman (ayakları) yerde/yeryüzünde; öyle ki yoktur sizlere bir günah ki kısarsınız salâttan5; eğer korkarsanız/tedirgin olursanız ki işkence ederler kâfirlik25 etmiş kimseler; doğrusu kâfirler25 oldular sizlere apaçık bir düşman.

-5-

5Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

-25-

25Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.  

Yola ya da sefere çıktığınızda.
(Nisâ) 4:101

  # 

     Kelime    

    Anlam    

    Arapça    

 Kök 

1

ve iza

ve zaman

وَإِذَا

-

2

derabtum

darp ettiğiniz/vurduğunuz (ayakları)

ضَرَبْتُمْ

ضرب

3

fi

فِي

-

4

l-erdi

yerde/yeryüzünde

الْأَرْضِ

ارض

5

feleyse

öyle ki yoktur

فَلَيْسَ

ليس

6

aleykum

sizlere

عَلَيْكُمْ

-

7

cunahun

bir günah

جُنَاحٌ

جنح

8

en

ki

أَنْ

-

9

teksuru

kısarsınız

تَقْصُرُوا

قصر

10

mine

-dan

مِنَ

-

11

s-salati

salat-

الصَّلَاةِ

صلو

12

in

eğer

إِنْ

-

13

hiftum

korkarsanız/tedirgin olursanız

خِفْتُمْ

خوف

14

en

ki

أَنْ

-

15

yeftinekumu

işkence ederler

يَفْتِنَكُمُ

فتن

16

ellezine

kimseler

الَّذِينَ

-

17

keferu

kâfirlik etmiş

كَفَرُوا

كفر

18

inne

doğrusu

إِنَّ

-

19

l-kafirine

kâfirler

الْكَافِرِينَ

كفر

20

kanu

oldular

كَانُوا

كون

21

lekum

sizlere

لَكُمْ

-

22

aduvven

bir düşman

عَدُوًّا

عدو

23

mubinen

apaçık

مُبِينًا

بين

594|4|101|وَإِذَا ضَرَبْتُمْ فِى ٱلْأَرْضِ فَلَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ أَن تَقْصُرُوا۟ مِنَ ٱلصَّلَوٰةِ إِنْ خِفْتُمْ أَن يَفْتِنَكُمُ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓا۟ إِنَّ ٱلْكَٰفِرِينَ كَانُوا۟ لَكُمْ عَدُوًّا مُّبِينًا
101. Ve izâ darabtum fîl ardı fe leyse aleykum cunâhun en taksurû mines salâti, in hıftum en yeftinekumullezîne keferû. İnnel kâfirîne kânû lekum aduvven mubînâ(mubînen).