Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Zümer) 39:7
Eğer kâfirlik25 ederseniz öyle ki doğrusu Allah Ganiyy’dir106 sizden; ve razı* olmaz kullarına küfre422; ve eğer şükrederseniz43 razı* olur ona sizlere; yüklenmez bir yüklenici başkasının yükünü; sonra Rabbinizedir4 dönüş yeriniz; öyle ki haber verir sizlere yapar olduğunuzu; doğrusu O (Allah) bir Alîm’dir8 göğüslerin zatîne/özüne.
-25-

25Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.  

-106-

106Zengin.

-422-422Kâfirlik etmek. Gerçeği/hakkı örtüp gizlemek.  -43-

43Teşekkür etmek. Minnettar olmak. Şükran (iyilik bilmek; gönül borcu) sahibi olmak.

-4-

4Efendi, komuta eden.

-8-

8Bilen.

*Hoşnut olmaz, istemez, dilemez, onaylamaz.
null
(Zümer) 39:7

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

in

eğer

إِنْ

-

2

tekfuru

kâfirlik ederseniz

تَكْفُرُوا

كفر

3

feinne

öyle ki doğrusu

فَإِنَّ

-

4

llahe

Allah

اللَّهَ

-

5

ganiyyun

Ganiyy’dir

غَنِيٌّ

غني

6

ankum

sizden

عَنْكُمْ

-

7

ve la

ve 

وَلَا

-

8

yerda

razı olmaz

يَرْضَىٰ

رضو

9

liibadihi

kullarına

لِعِبَادِهِ

عبد

10

l-kufra

küfre

الْكُفْرَ

كفر

11

ve in

ve eğer

وَإِنْ

-

12

teşkuru

şükrederseniz

تَشْكُرُوا

شكر

13

yerdehu

razı olur ona

يَرْضَهُ

رضو

14

lekum

sizinlere

لَكُمْ

-

15

ve la

 

وَلَا

-

16

teziru

yüklenmez

تَزِرُ

وزر

17

vaziratun

bir yüklenici

وَازِرَةٌ

وزر

18

vizra

yükünü

وِزْرَ

وزر

19

uhra

başkasının

أُخْرَىٰ

اخر

20

summe

sonra

ثُمَّ

-

21

ila

 

إِلَىٰ

-

22

rabbikum

Rabbinizedir

رَبِّكُمْ

ربب

23

merciukum

dönülen yeriniz

مَرْجِعُكُمْ

رجع

24

feyunebbiukum

öyle ki haber verir sizlere

فَيُنَبِّئُكُمْ

نبا

25

bima

 

بِمَا

-

26

kuntum

olduğunuzu

كُنْتُمْ

كون

27

tea'melune

yaparlar

تَعْمَلُونَ

عمل

28

innehu

doğrusu O

إِنَّهُ

-

29

alimun

bir Alîm’dir

عَلِيمٌ

علم

30

bizati

zatîne/özüne

بِذَاتِ

-

31

s-suduri

göğüslerin

الصُّدُورِ

صدر


4063|39|7|إِن تَكْفُرُوا۟ فَإِنَّ ٱللَّهَ غَنِىٌّ عَنكُمْ وَلَا يَرْضَىٰ لِعِبَادِهِ ٱلْكُفْرَ وَإِن تَشْكُرُوا۟ يَرْضَهُ لَكُمْ وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَىٰ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّكُم مَّرْجِعُكُمْ فَيُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ إِنَّهُۥ عَلِيمٌۢ بِذَاتِ ٱلصُّدُورِ
7. İn tekfurû fe innallâhe ganiyyun ankum, ve lâ yerdâ li ıbâdihil kufr(kufra), ve in teşkurû yerdahu lekum, ve lâ teziru vâziretun vizra uhrâ, summe ilâ rabbikum merciukum fe yunebbiukum bimâ kuntum ta’melûn(ta’melûne), innehû alîmun bi zâtis sudûr(sudûri).