Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Sâd) 38:24

Dedi (Davut): “Ant olsun, zulmetti sana sormakla/istemekle dişi koyununu senin kendi koyunlarına; ve doğrusu, çoğu karışanlardan/ortaklardan mutlak güçlü gelir bir kısmı onların diğer bir kısmı üzerine; kimseler dışında; inandılar ve yaptılar sâlihâlt18; ve ne azdır onlar; ve zannetti Davut o durumda denediğimizi onu; öyle ki mağfiret diledi/bağışlanma diledi Rabbinden; ve kapandı yere rükû11 ederek; ve tevbe33 etti.

-18-

18Düzeltici-iyileştirici-barışa yönelik işler.

-11-

11Beynin (bedenle veya bedensiz) eğilmesi, dize gelmesi, baş eğmesi.

-33-

33Dönmek, vazgeçmek.

(Sâd) 38:24

  # 

     Kelime    

    Anlam    

    Arapça    

 Kök 

1

kale

Dedi (Davut)

قَالَ

قول

2

lekad

ant olsun

لَقَدْ

-

3

zelemeke

zulmetti sana

ظَلَمَكَ

ظلم

4

bisu'ali

sormakla/istemekle

بِسُؤَالِ

سال

5

nea'cetike

dişi koyununu senin

نَعْجَتِكَ

نعج

6

ila

إِلَىٰ

-

7

niaacihi

kendi koyunlarına

نِعَاجِهِ

نعج

8

ve inne

ve doğrusu,

وَإِنَّ

-

9

kesiran

çoğu

كَثِيرًا

كثر

10

mine

مِنَ

-

11

l-huleta'i

karışanlardan/ortaklardan

الْخُلَطَاءِ

خلط

12

leyebgi

mutlak güçlü gelir

لَيَبْغِي

بغي

13

bea'duhum

bir kısmı onların

بَعْضُهُمْ

بعض

14

ala

üzerine

عَلَىٰ

-

15

bea'din

diğer bir kısmı

بَعْضٍ

بعض

16

illa

dışında

إِلَّا

-

17

ellezine

kimseler

الَّذِينَ

-

18

amenu

inandılar

امَنُوا

امن

19

ve amilu

ve yaptılar

وَعَمِلُوا

عمل

20

s-salihati

düzeltici-iyileştirici-barışa yönelik işler

الصَّالِحَاتِ

صلح

21

ve kalilun

ve ne azdır

وَقَلِيلٌ

قلل

22

ma

مَا

-

23

hum

onlar

هُمْ

-

24

ve zenne

ve zannetti

وَظَنَّ

ظنن

25

davudu

Davut

دَاوُودُ

-

26

ennema

أَنَّمَا

-

27

fetennahu

o durumda denediğimizi onu

فَتَنَّاهُ

فتن

28

festegfera

öyle ki mağfiret diledi/bağışlanma diledi

فَاسْتَغْفَرَ

غفر

29

rabbehu

Rabbinden

رَبَّهُ

ربب

30

ve harra

ve kapandı yere

وَخَرَّ

خرر

31

rakian

rükû ederek/eğilerek/dize gelerek/baş eğerek

رَاكِعًا

ركع

32

ve enabe

ve döndü/tevbe etti.

وَأَنَابَ

نوب

3992|38|24|قَالَ لَقَدْ ظَلَمَكَ بِسُؤَالِ نَعْجَتِكَ إِلَىٰ نِعَاجِهِۦ وَإِنَّ كَثِيرًا مِّنَ ٱلْخُلَطَآءِ لَيَبْغِى بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ إِلَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ وَقَلِيلٌ مَّا هُمْ وَظَنَّ دَاوُۥدُ أَنَّمَا فَتَنَّٰهُ فَٱسْتَغْفَرَ رَبَّهُۥ وَخَرَّ رَاكِعًا وَأَنَابَ
24. Kâle lekad zalemeke bi suâli na’cetike ilâ niâcih(niâcihî), ve inne kesîren minel huletâi le yebgî ba’duhum alâ ba’dın illellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti ve kalîlun mâ hum, ve zanne dâvûdu ennemâ fetennâhu festagfere rabbehu ve harre râkian ve enâb(enâbe). (SECDE ÂYETİ)