Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Âl-i İmrân) 3:90
Doğrusu kimseler (ki) kâfirlik25 ettiler imanları47 sonrası; sonra ziyade ettiler/artırdılar küfrü422; asla kabul edilmez tevbeleri33 onların; ve işte bunlar; onlardır dalalet128 içinde olanlar.
-25-

25Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.  

-47-

47Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

-422-422Kâfirlik etmek. Gerçeği/hakkı örtüp gizlemek.  -33-

33Dönmek, vazgeçmek.

-128-

128Dosdoğru yoldan (Kur'an'dan) sapmış kimseler. Sadece Kur'an demeyen herkes.

null
(Âl-i İmrân) 3:90

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

inne

doğrusu

إِنَّ

-

2

ellezine

kimseler

الَّذِينَ

-

3

keferu

kâfirlik ettiler

كَفَرُوا

كفر

4

bea'de

sonrası

بَعْدَ

بعد

5

imanihim

imanların

إِيمَانِهِمْ

امن

6

summe

sonra

ثُمَّ

-

7

zdadu

ziyade ettiler

ازْدَادُوا

زيد

8

kufran

küfrü

كُفْرًا

كفر

9

len

asla

لَنْ

-

10

tukbele

kabul edilmez

تُقْبَلَ

قبل

11

tevbetuhum

tevbeleri onların

تَوْبَتُهُمْ

توب

12

ve ulaike

ve işte bunlar

وَأُولَٰئِكَ

-

13

humu

onlar

هُمُ

-

14

d-dallune

dalalet içinde olanlardır

الضَّالُّونَ

ضلل

383|3|90|إِنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ بَعْدَ إِيمَٰنِهِمْ ثُمَّ ٱزْدَادُوا۟ كُفْرًا لَّن تُقْبَلَ تَوْبَتُهُمْ وَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلضَّآلُّونَ
90. İnnellezîne keferû ba’de îmânihim summezdâdû kufran len tukbele tevbetuhum, ve ulâike humud dâllûn(dâllûne).