Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Âl-i İmrân) 3:81
Ve aldığı zaman Allah nebilerin132 mîsâkını281; (dedi Allah): "Mutlak verdiğime sizlere kitaptan ve hikmetten303; sonra geldi sizlere musaddık140 bir resûl418 yanınızdakine*; mutlak iman47 edersiniz ona (resûle); ve mutlak yardım edersiniz ona (resûle)"; dedi (Allah): "İkrar/kabul ettiniz mi ve aldınız mı üzerinize bunu, antlaşmamı?"; dediler: "İkrar/kabul ettik"; dedi (Allah): "Öyleyse tanık/şahit olun; ve ben (de) yanınızdayım şahit/tanık olanlardan."
-132-

132Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

-281-

281Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

-303-

Hikmet içeren kitap, hikmetli kitap, hikmetli hükümler içeren kitap. Arapça 'vav' 've' bağlacı vurgulama amaçlı da kullanılır. Daha detaylı inceleme aşağıdaki makaleden okunabilir.

Hikmetli kitap, hikmet içeren kitap: Kur'an.

-140-

140Doğrulayıp tasdik edici. Sadece tasdik edici değil; aynı zamanda yanlış olanın doğrusunu tasdik edici. 

-418-418Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.  -47-

47Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

*Verilen hikmetli kutsal kitaba.

null
(Âl-i İmrân) 3:81

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

ve iz

ve zaman

وَإِذْ

-

2

ehaze

aldığı

أَخَذَ

اخذ

3

llahu

Allah

اللَّهُ

-

4

misaka

mîsâkını/antlaşmasını

مِيثَاقَ

وثق

5

n-nebiyyine

nebilerin

النَّبِيِّينَ

نبا

6

lema

mutlak 

لَمَا

-

7

ateytukum

verdiğime sizlere

اتَيْتُكُمْ

اتي

8

min

 

مِنْ

-

9

kitabin

kitaptan

كِتَابٍ

كتب

10

ve hikmetin

ve hikmetten

وَحِكْمَةٍ

حكم

11

summe

sonra

ثُمَّ

-

12

ca'ekum

geldi sizlere

جَاءَكُمْ

جيا

13

rasulun

bir resûl

رَسُولٌ

رسل

14

musaddikun

musaddık

مُصَدِّقٌ

صدق

15

lima

 

لِمَا

-

16

meakum

yanınızdakine

مَعَكُمْ

-

17

letu'minunne

mutlak iman edersiniz

لَتُؤْمِنُنَّ

امن

18

bihi

ona (resûle) 

بِهِ

-

19

veletensurunnehu

ve mutlak yardım edersiniz ona

وَلَتَنْصُرُنَّهُ

نصر

20

kale

dedi (Allah)

قَالَ

قول

21

eekrartum

ikrar/kabul ettiniz mi? 

أَأَقْرَرْتُمْ

قرر

22

ve ehaztum

ve aldınız mı

وَأَخَذْتُمْ

اخذ

23

ala

üzerinize

عَلَىٰ

-

24

zalikum

bunu 

ذَٰلِكُمْ

-

25

isri

antlaşmamı

إِصْرِي

اصر

26

kalu

dediler

قَالُوا

قول

27

ekrarna

ikrar/

kabul ettik

أَقْرَرْنَا

قرر

28

kale

dedi

قَالَ

قول

29

feşhedu

öyleyse tanık/şahit olun

فَاشْهَدُوا

شهد

30

ve ena

ve ben (de)

وَأَنَا

-

31

meakum

yanınızdayım

مَعَكُمْ

-

32

mine

 

مِنَ

-

33

ş-şahidine

tanık olanlardan

الشَّاهِدِينَ

شهد

374|3|81|وَإِذْ أَخَذَ ٱللَّهُ مِيثَٰقَ ٱلنَّبِيِّۦنَ لَمَآ ءَاتَيْتُكُم مِّن كِتَٰبٍ وَحِكْمَةٍ ثُمَّ جَآءَكُمْ رَسُولٌ مُّصَدِّقٌ لِّمَا مَعَكُمْ لَتُؤْمِنُنَّ بِهِۦ وَلَتَنصُرُنَّهُۥ قَالَ ءَأَقْرَرْتُمْ وَأَخَذْتُمْ عَلَىٰ ذَٰلِكُمْ إِصْرِى قَالُوٓا۟ أَقْرَرْنَا قَالَ فَٱشْهَدُوا۟ وَأَنَا۠ مَعَكُم مِّنَ ٱلشَّٰهِدِينَ
81. Ve iz ehazallâhu mîsâkan nebiyyîne lemâ âteytukum min kitâbin ve hikmetin summe câekum resûlun musaddikun limâ meakum le tu’minunne bihî ve le tensurunneh(tensurunnehu), kâle e akrartum ve ehaztum alâ zâlikum ısrî, kâlû akrarnâ, kâle feşhedû ve ene meakum mineş şâhidîn(şâhidîne).