Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Âl-i İmrân) 3:4
Önceden (de) insanlar için bir doğru yola kılavuzu (da); ve indirmişti furkanı259; doğrusu kimseler (ki) kâfirlik25 ettiler Allah'ın ayetlerine400; onlaradır şiddetli bir azap; ve Allah Azîz’dir37; Zuntikâm’dır390.
-259-

259Ayıran, bölen, yaran. Doğruyu yanlıştan ışın kılıcı gibi ayıran. Kutsal kitapların her biri bir furkandır. Elbette şerefli Kur'an'ımızdır. Kur'an'ı anlayarak okuyanlar ellerine bu ışın kılıcını almış olur.


-25-

25Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.  

-400-

400Yüce Allah'ın ayetlerini örtmek, gizlemek.  Ayetleri kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek de kâfirlik etmektir. Kutsal kitapların hükümlerini örten hadis/söylenti kitaplarına tabi olanlar Yüce Allah'ın ayetlerine kâfirlik etmiş olur.  

-37-

37Güç yetiren.

-390-390İntikam sahibi, öç sahibi.
null
(Âl-i İmrân) 3:4

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

min

 

مِنْ

-

2

kablu

önceden

قَبْلُ

قبل

3

huden

bir doğru yola kılavuz

هُدًى

هدي

4

linnasi

insanlara

لِلنَّاسِ

نوس

5

ve enzele

ve indirdi

وَأَنْزَلَ

نزل

6

l-furkane

furkanı

الْفُرْقَانَ

فرق

7

inne

doğrusu

إِنَّ

-

8

ellezine

kimselere

الَّذِينَ

-

9

keferu

kâfirlik ettiler

كَفَرُوا

كفر

10

biayati

ayetlerine

بِايَاتِ

ايي

11

llahi

Allah'ın

اللَّهِ

-

12

lehum

onlaradır

لَهُمْ

-

13

azabun

bir azab

عَذَابٌ

عذب

14

şedidun

şiddetli

شَدِيدٌ

شدد

15

vallahu

ve Allah

وَاللَّهُ

-

16

azizun

Azîz’dir

عَزِيزٌ

عزز

17

zu

 

ذُو

-

18

ntikamin

Zuntikâm’dır

انْتِقَامٍ

نقم

297|3|4|مِن قَبْلُ هُدًى لِّلنَّاسِ وَأَنزَلَ ٱلْفُرْقَانَ إِنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ لَهُمْ عَذَابٌ شَدِيدٌ وَٱللَّهُ عَزِيزٌ ذُو ٱنتِقَامٍ
4. Min kablu huden lin nâsi ve enzelel furkân(furkâne), innellezîne keferû bi âyâtillâhi lehum azâbun şedîd(şedîdun), vallâhu azîzun zuntikâm(zuntikâmin).