Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Âl-i İmrân) 3:24
İşte bu; onların "Asla temas etmez bizlere ateş adetli/sayılı günler403 dışında" dediklerinden dolayıdır; ve aldattı onları dinlerinde* iftira atar402 olmuş olmaları.
-403-403Ehli kitabın Yüce Allah'a ve resûllerine yapmış oldukları iftirayı kendilerini müslüman sanan ehli sünnet de yapmıştır. Muhammed peygamberin ümmetinden olup da günahlarından dolayı cehenneme girenlerin belirli bir süre sonra cehennemden çıkarak cennete geçecekleri yalanı 'resûl buyurdu ki' yalanıyla uydurulmuştur. Oysa Kur'an tamamen aksini buyurmaktadır. Bir kişi ya cennete girer ya da cehenneme girer. Arası yoktur. Bu evrenlerde ölümsüzler olarak yaşarlar. Cehennemden çıkmak/kaçmak isteyenlerin olacağını ancak dışarı çıkmalarına asla izin verilmeyeceğini şerefli Kur'an'dan öğreniyoruz.-402-402Kutsal kitapların astından olan söylenti/hadis kitaplarıyla (Talmud, Kütüb-i Sitte, Riyâzus Sâlihîn vb. ) Yüce Allah'ın bizzat kendisine ve onun resûllerine iftira atmak. Allah'ın adına kutsi hadisler uydurmak. Tamamı zan olan 'Resûl buyurdu ki' sözleriyle resûl adına  uydurulmuş bir din oluşturmak. Sünnet adı altında resûle iftira olan sözlere/hadislere tabi olmak. Mezheplere tabi olmak. Tarikatlara tabi olmak. Sadece Kur'an, sadece kutsal kitap dememek.      

*İftira, zan, yalan, söylenti/hadis temelli uydurulmuş din.

null
(Âl-i İmrân) 3:24

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

zalike

işte bu

ذَٰلِكَ

-

2

biennehum

onların

بِأَنَّهُمْ

-

3

kalu

dediler

قَالُوا

قول

4

len

asla

لَنْ

-

5

temessena

temas etmez bizlere

تَمَسَّنَا

مسس

6

n-naru

ateş

النَّارُ

نور

7

illa

dışında

إِلَّا

-

8

eyyamen

günler

أَيَّامًا

يوم

9

mea'dudatin

adetlenmiş/sayılmış 

مَعْدُودَاتٍ

عدد

10

ve garrahum

ve aldattı onları

وَغَرَّهُمْ

غرر

11

fi

 

فِي

-

12

dinihim

dinlerinde

دِينِهِمْ

دين

13

ma

 

مَا

-

14

kanu

oldukları

كَانُوا

كون

15

yefterune

iftira atarlar

يَفْتَرُونَ

فري

317|3|24|ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ قَالُوا۟ لَن تَمَسَّنَا ٱلنَّارُ إِلَّآ أَيَّامًا مَّعْدُودَٰتٍ وَغَرَّهُمْ فِى دِينِهِم مَّا كَانُوا۟ يَفْتَرُونَ
24. Zâlike bi ennehum kâlû len temessenen nâru illâ eyyâmen ma’dûdât(ma’dûdâtin), ve garrahum fî dînihim mâ kânû yefterûn(yefterûne).