Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Âl-i İmrân) 3:167
Ve bilindik kılması içindir kimseleri (ki) münafıklık26 ettiler; ve denildi onlara: "Gelin; katledin35 Allah yolunda331 ya da defedin/savın*"; dediler: "Eğer bilseydik bir katletmeyi35; mutlak tabi olurduk sizlere"; onlar o gün küfre422 daha yakındılar; onlarda (olan) imandan47; kalplerinde olmayanı ağızlarıyla diyorlardı; ve Allah daha iyi bilendir gizlediklerini.
-26-

26İç yüzünü gizleyen. İki yüzlü. 

-35-

35Öldürmek, savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek.

-331-

331Yüce Allah'ın yolu olan tek tanrıcı/monoteist inanca sahip kimseleri haksız yere katleden kimselere karşı tek tanrıcıların yaptığı, sınırı aşmadan yapılan katletme.

-422-422Kâfirlik etmek. Gerçeği/hakkı örtüp gizlemek.  -47-

47Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

*Savunmada görev alın.
null
(Âl-i İmrân) 3:167

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

veliyea'leme

ve bilindik kılması içindir

وَلِيَعْلَمَ

علم

2

ellezine

kimseleri

الَّذِينَ

-

3

nafeku

münafıklık ettiler

نَافَقُوا

نفق

4

ve kile

ve denildi

وَقِيلَ

قول

5

lehum

onlara

لَهُمْ

-

6

teaalev

gelin

تَعَالَوْا

علو

7

katilu

katledin

قَاتِلُوا

قتل

8

fi

 

فِي

-

9

sebili

yolunda

سَبِيلِ

سبل

10

llahi

Allah

اللَّهِ

-

11

evi

ya da

أَوِ

-

12

dfeu

defedin/savın

ادْفَعُوا

دفع

13

kalu

dediler

قَالُوا

قول

14

lev

eğer

لَوْ

-

15

nea'lemu

bilseydik

نَعْلَمُ

علم

16

kitalen

bir katletmeyi

قِتَالًا

قتل

17

lattebea'nakum

mutlak tabi olurduk sizlere

لَاتَّبَعْنَاكُمْ

تبع

18

hum

onlar

هُمْ

-

19

lilkufri

küfre

لِلْكُفْرِ

كفر

20

yevmeizin

o gün

يَوْمَئِذٍ

-

21

ekrabu

daha yakındılar

أَقْرَبُ

قرب

22

minhum

onlardan

مِنْهُمْ

-

23

lilimani

imana

لِلْإِيمَانِ

امن

24

yekulune

derler

يَقُولُونَ

قول

25

biefvahihim

ağızlarıyla

بِأَفْوَاهِهِمْ

فوه

26

ma

 

مَا

-

27

leyse

olmayanı

لَيْسَ

ليس

28

fi

 

فِي

-

29

kulubihim

kalplerinde

قُلُوبِهِمْ

قلب

30

vallahu

ve Allah

وَاللَّهُ

-

31

ea'lemu

daha iyi bilendir

أَعْلَمُ

علم

32

bima

şeyi

بِمَا

-

33

yektumune

sakladıklarını

يَكْتُمُونَ

كتم


460|3|167|وَلِيَعْلَمَ ٱلَّذِينَ نَافَقُوا۟ وَقِيلَ لَهُمْ تَعَالَوْا۟ قَٰتِلُوا۟ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ أَوِ ٱدْفَعُوا۟ قَالُوا۟ لَوْ نَعْلَمُ قِتَالًا لَّٱتَّبَعْنَٰكُمْ هُمْ لِلْكُفْرِ يَوْمَئِذٍ أَقْرَبُ مِنْهُمْ لِلْإِيمَٰنِ يَقُولُونَ بِأَفْوَٰهِهِم مَّا لَيْسَ فِى قُلُوبِهِمْ وَٱللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا يَكْتُمُونَ
167. Ve li ya’lemellezîne nâfekû, ve kîle lehum teâlev kâtilû fî sebîlillâhi evidfeû kâlû lev na’lemu kıtâlen letteba’nâkum, hum lil kufri yevmeizin akrabu minhum lil îmân(îmâni), yekûlûne bi efvâhihim mâ leyse fî kulûbihim, vallâhu a’lemu bi mâ yektumûn(yektumûne).