Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Âl-i İmrân) 3:156
Ey iman47 etmiş kimseler! Olmayın kâfirlik25 etmiş kimseler gibi; ve (kardeşleri onların) darp ettikleri/vurdukları zaman (ayakları) yerde ya da savaşanlar olan kardeşleri için: "Eğer olsalardı bizim yanımızda ölmüş olmazlardı; ve katledilmiş35 olmazlardı" diyenler (gibi); yapması içindir Allah'ın bunu kalplerinde bir hasret**; ve Allah yaşatır; ve öldürür; ve Allah yaptıklarınız görendir.
-47-

47Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

-25-

25Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.  

-35-

35Öldürmek, savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek.

*Sefere çıktıkları.

**Tasa.

null
(Âl-i İmrân) 3:156

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

ya eyyuha

ey

يَا أَيُّهَا

-

2

ellezine

kimseler

الَّذِينَ

-

3

amenu

iman etmiş

امَنُوا

امن

4

la

 

لَا

-

5

tekunu

olmayın

تَكُونُوا

كون

6

kallezine

kimseler gibi

كَالَّذِينَ

-

7

keferu

kâfirlik ettiler

كَفَرُوا

كفر

8

ve kalu

ve dediler

وَقَالُوا

قول

9

liihvanihim

kardeşleri için

لِإِخْوَانِهِمْ

اخو

10

iza

 

إِذَا

-

11

derabu

darp ettikleri zaman

ضَرَبُوا

ضرب

12

fi

 

فِي

-

13

l-erdi

yerde

الْأَرْضِ

ارض

14

ev

ya da

أَوْ

-

15

kanu

oldular

كَانُوا

كون

16

guzzen

savaşanlar

غُزًّى

غزو

17

lev

eğer

لَوْ

-

18

kanu

olsalardı

كَانُوا

كون

19

indena

yanımızda bizim

عِنْدَنَا

عند

20

ma

olmazlardı

مَا

-

21

matu

öldürülmüş

مَاتُوا

موت

22

ve ma

ve olmazlardı

وَمَا

-

23

kutilu

katledilmişler

قُتِلُوا

قتل

24

liyec'ale

yapması içindir

لِيَجْعَلَ

جعل

25

llahu

Allah’ın

اللَّهُ

-

26

zalike

bunu

ذَٰلِكَ

-

27

hasraten

bir hasret

حَسْرَةً

حسر

28

fi

 

فِي

-

29

kulubihim

kalplerinde

قُلُوبِهِمْ

قلب

30

vallahu

ve Allah

وَاللَّهُ

-

31

yuhyi

yaşatır

يُحْيِي

حيي

32

ve yumitu

ve öldürür

وَيُمِيتُ

موت

33

vallahu

ve Allah

وَاللَّهُ

-

34

bima

 

بِمَا

-

35

tea'melune

yaptıklarınız

تَعْمَلُونَ

عمل

36

besirun

görendir

بَصِيرٌ

بصر

449|3|156|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تَكُونُوا۟ كَٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ وَقَالُوا۟ لِإِخْوَٰنِهِمْ إِذَا ضَرَبُوا۟ فِى ٱلْأَرْضِ أَوْ كَانُوا۟ غُزًّى لَّوْ كَانُوا۟ عِندَنَا مَا مَاتُوا۟ وَمَا قُتِلُوا۟ لِيَجْعَلَ ٱللَّهُ ذَٰلِكَ حَسْرَةً فِى قُلُوبِهِمْ وَٱللَّهُ يُحْىِۦ وَيُمِيتُ وَٱللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ
156. Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tekûnû kellezîne keferû ve kâlû li ıhvânihim izâ darabû fîl ardı ev kânû guzzen lev kânû indenâ mâ mâtû ve mâ kutilû, li yec’alallâhu zâlike hasreten fî kulûbihim vallâhu yuhyî ve yumît(yumîtu), vallâhu bi mâ ta’melûne basîr(basîrun).