Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Âl-i İmrân) 3:155
Doğrusu kimseler (ki) yüz çevirdiler* sizlerden; toplanmış iki grubun karşılaştığı gün; ancak zillete452 düşürdüğüdür şeytânın29 (onların) kazandıklarının bir kısmıyla; ant olsun affetti Allah onlardan; doğrusu Allah Gafûr’dur20; Halîm’dir58.
-452-452Alçaklık, aşağılık, hor görülmek.-29-

29Saptıran, bozan, uzaklaştıran her şey için kullanılan bir kavramdır. En büyük şeytân İblîs'tir. Onun soyları olan, paralel evrenden kalp ve beyin hücrelerimize kuantum seviyesinde fısıldayarak insanları saptıran cinler de bir şeytândır. İnsanlardan bir kimse de şeytân olabilir. Haktan/gerçekten saptırmışsa; doğru olanı bozmuşsa, doğrudan uzaklaştırmışsa o şey Kur'an'a göre şeytândır. Kur'an'dan saptıran, Kur'an'ı anlamını bozan söylenti/hadis kitapları da birer şeytândır. Güneş'ten çıkan kozmik parçacıklar da DNA gibi organik molekülleri bozduğu için Rabbimiz tarafından şeytanlar olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle geçtiği ayete göre anlam verilmelidir.

-20-

20Bağışlayan.

-58-

58Yumuşak huylu.

*Sizlere katılmadılar. Sırt çevirdiler.
null
(Âl-i İmrân) 3:155

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

inne

doğrusu

إِنَّ

-

2

ellezine

kimseler

الَّذِينَ

-

3

tevellev

yüz çevirdiler

تَوَلَّوْا

ولي

4

minkum

sizlerden

مِنْكُمْ

-

5

yevme

gün

يَوْمَ

يوم

6

t-teka

karşılaştığı

الْتَقَى

لقي

7

l-cem'aani

toplanmış iki grubun

الْجَمْعَانِ

جمع

8

innema

ancak

إِنَّمَا

-

9

stezellehumu

zillete düşürdüğüdür

اسْتَزَلَّهُمُ

زلل

10

ş-şeytanu

şeytanın

الشَّيْطَانُ

شطن

11

bibea'di

bir kısmıyla

بِبَعْضِ

بعض

12

ma

 

مَا

-

13

kesebu

kazandıklarının

كَسَبُوا

كسب

14

velekad

ant olsun

وَلَقَدْ

-

15

afa

affetti

عَفَا

عفو

16

llahu

Allah

اللَّهُ

-

17

anhum

onlardan

عَنْهُمْ

-

18

inne

doğrusu

إِنَّ

-

19

llahe

Allah

اللَّهَ

-

20

gafurun

Gafûr’dur

غَفُورٌ

غفر

21

halimun

Halim’dir

حَلِيمٌ

حلم

448|3|155|إِنَّ ٱلَّذِينَ تَوَلَّوْا۟ مِنكُمْ يَوْمَ ٱلْتَقَى ٱلْجَمْعَانِ إِنَّمَا ٱسْتَزَلَّهُمُ ٱلشَّيْطَٰنُ بِبَعْضِ مَا كَسَبُوا۟ وَلَقَدْ عَفَا ٱللَّهُ عَنْهُمْ إِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٌ حَلِيمٌ
155. İnnellezîne tevellev minkum yevmel tekal cem’âni, inne mestezellehumuş şeytânu bi ba’di mâ kesebû, ve lekad afâllâhu anhum innallâhe gafûrun halîm(halîmun).