Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Âl-i İmrân) 3:154

Sonra indirdi sizlere o gamın/o kederin ardından bir güven, bir uyuklama; örttü/sardı bir tayfayı/bir grubu sizden; ve bir tayfa/bir grup, muhakkak ki kaygıyla/endişeyle doldu onların nefisleri; zanda/varsayımda bulunurlar Allah'a hak/gerçek haricinde; cahiliye zannı; derler: “Var mı bize işimizden bir şey? De ki: “Doğrusu emrin/işin tamamı Allah'adır”; gizlerler sana açık etmediklerini nefislerinde; derler: “Şayet olsaydı bize o işten/emirden bir şey, katledilmiş35 olmazdık burada”; de ki: “Şayet olsaydınız evlerinizde; mutlak ortaya çıkardı onlar üzerine yazılmış olan katledilme35 onların yatma yerlerine doğru”; ve test etmesi içindir Allah'ın göğüslerinizdekini; ve berraklaştırıp açığa kavuşturur kalplerinizdekini; ve Allah bilendir göğüslerin zatîni/özünü.

-35-

35Öldürmek, savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek.

İnsana Yüce Allah’ın yazdığından başkası gelip çatmaz. Yüce Allah’ın dini için savaştan kaçmak isteyenlere Yüce Allah bu ayetle muhteşem bir ders vermektedir. Nerede olursa olsun bir nefse ölüm yazılmışsa o ölüm mutlaka gerçekleşir. Ölüm zamanı ve ölüm yeri Planck zamanı (5.39×10−44 saniye) hassasiyetiyle Levh-i Mahfuz’da (holografik evren prensibi çerçevesinde evrenimizi bir üst boyuttan saran, iki boyutlu, bilgi içeren zar/membran) kayıtlıdır. Asla değişmez, değiştirilemez. Haklı bir sebebe dayanan savaştan ölüm korkusuyla kaçınmak asla doğru değildir. Ölüm yazılmışsa evde yatağında yatan bir kimse veya kaleler içerisinde saklanan bir kimse de olsa ölüm mutlaka ona ulaşır. Bu nedenle; hak yolda yürümekten, öldürülmekten korkmaya; bu nedenle endişelenmeye, kaygı yaşamaya asla gerek yoktur. Gerekli önlemler alındıktan sonra mücadeleye devam edilmelidir.

(Âl-i İmrân) 3:154

  # 

     Kelime    

    Anlam    

    Arapça    

 Kök 

1

summe

sonra

ثُمَّ

-

2

enzele

indirdi

أَنْزَلَ

نزل

3

aleykum

sizlere

عَلَيْكُمْ

-

4

min

مِنْ

-

5

bea'di

ardından

بَعْدِ

بعد

6

l-gammi

o gamın/o kederin

الْغَمِّ

غمم

7

emeneten

bir güven

أَمَنَةً

امن

8

nuaasen

bir uyuklama

نُعَاسًا

نعس

9

yegşa

örttü/sardı

يَغْشَىٰ

غشو

10

taifeten

bir tayfayı/bir grubu

طَائِفَةً

طوف

11

minkum

sizden

مِنْكُمْ

-

12

vetaifetun

ve bir tayfa/bir grup

وَطَائِفَةٌ

طوف

13

kad

muhakkak ki

قَدْ

-

14

ehemmethum

kaygıyla/endişeyle doldu onların

أَهَمَّتْهُمْ

همم

15

enfusuhum

nefisleri

أَنْفُسُهُمْ

نفس

16

yezunnune

zanda/varsayımda bulunurlar

يَظُنُّونَ

ظنن

17

billahi

Allah'a

بِاللَّهِ

-

18

gayra

haricinde

غَيْرَ

غير

19

l-hakki

hak/gerçek

الْحَقِّ

حقق

20

zenne

zannı

ظَنَّ

ظنن

21

l-cahiliyyeti

cahiliye

الْجَاهِلِيَّةِ

جهل

22

yekulune

derler

يَقُولُونَ

قول

23

hel

var mı

هَلْ

-

24

lena

bize

لَنَا

-

25

mine

مِنَ

-

26

l-emri

işimizden

الْأَمْرِ

امر

27

min

مِنْ

-

28

şey'in

bir şeyden

شَيْءٍ

شيا

29

kul

de ki

قُلْ

قول

30

inne

doğrusu

إِنَّ

-

31

l-emra

emrin/işin

الْأَمْرَ

امر

32

kullehu

tamamı onun 

كُلَّهُ

كلل

33

lillahi

Allah'adır

لِلَّهِ

-

34

yuhfune

gizlerler

يُخْفُونَ

خفي

35

fi

فِي

-

36

enfusihim

nefislerindekini

أَنْفُسِهِمْ

نفس

37

ma

مَا

-

38

la

لَا

-

39

yubdune

açık etmediklerini

يُبْدُونَ

بدو

40

leke

sana

لَكَ

-

41

yekulune

derler

يَقُولُونَ

قول

42

lev

şayet

لَوْ

-

43

kane

olsaydı

كَانَ

كون

44

lena

bize

لَنَا

-

45

mine

مِنَ

-

46

l-emri

o işten/emirden

الْأَمْرِ

امر

47

şey'un

bir şey

شَيْءٌ

شيا

48

ma


مَا

-

49

kutilna

katledilmiş/öldürülmüş olmazdık

قُتِلْنَا

قتل

50

hahuna

burada

هَاهُنَا

-

51

kul

de ki

قُلْ

قول

52

lev

şayet

لَوْ

-

53

kuntum

olsaydınız

كُنْتُمْ

كون

54

fi

فِي

-

55

buyutikum

evlerinizde

بُيُوتِكُمْ

بيت

56

leberaze

mutlak ortaya çıkardı

لَبَرَزَ

برز

57

ellezine

olan

الَّذِينَ

-

58

kutibe

yazılmış

كُتِبَ

كتب

59

aleyhimu

onlar üzerine

عَلَيْهِمُ

-

60

l-katlu

ölüm/katledilme

الْقَتْلُ

قتل

61

ila

doğru

إِلَىٰ

-

62

medaciihim

yatma yerlerine onların

مَضَاجِعِهِمْ

ضجع

63

veliyebteliye

ve test etmesi için

وَلِيَبْتَلِيَ

بلو

64

llahu

Allah'ın

اللَّهُ

-

65

ma

مَا

-

66

fi

فِي

-

67

sudurikum

göğüslerinizdekini

صُدُورِكُمْ

صدر

68

veliyumehhisa

ve berraklaştırıp açığa kavuşturur

وَلِيُمَحِّصَ

محص

69

ma

مَا

-

70

fi

فِي

-

71

kulubikum

kalplerinizdekini

قُلُوبِكُمْ

قلب

72

vallahu

ve Allah

وَاللَّهُ

-

73

alimun

bilendir

عَلِيمٌ

علم

74

bizati

özüyle

بِذَاتِ

-

75

s-suduri

göğüsleri

الصُّدُورِ

صدر

447|3|154|ثُمَّ أَنزَلَ عَلَيْكُم مِّنۢ بَعْدِ ٱلْغَمِّ أَمَنَةً نُّعَاسًا يَغْشَىٰ طَآئِفَةً مِّنكُمْ وَطَآئِفَةٌ قَدْ أَهَمَّتْهُمْ أَنفُسُهُمْ يَظُنُّونَ بِٱللَّهِ غَيْرَ ٱلْحَقِّ ظَنَّ ٱلْجَٰهِلِيَّةِ يَقُولُونَ هَل لَّنَا مِنَ ٱلْأَمْرِ مِن شَىْءٍ قُلْ إِنَّ ٱلْأَمْرَ كُلَّهُۥ لِلَّهِ يُخْفُونَ فِىٓ أَنفُسِهِم مَّا لَا يُبْدُونَ لَكَ يَقُولُونَ لَوْ كَانَ لَنَا مِنَ ٱلْأَمْرِ شَىْءٌ مَّا قُتِلْنَا هَٰهُنَا قُل لَّوْ كُنتُمْ فِى بُيُوتِكُمْ لَبَرَزَ ٱلَّذِينَ كُتِبَ عَلَيْهِمُ ٱلْقَتْلُ إِلَىٰ مَضَاجِعِهِمْ وَلِيَبْتَلِىَ ٱللَّهُ مَا فِى صُدُورِكُمْ وَلِيُمَحِّصَ مَا فِى قُلُوبِكُمْ وَٱللَّهُ عَلِيمٌۢ بِذَاتِ ٱلصُّدُورِ
154. Summe enzele aleykum min ba’dil gammi emeneten nuâsen yagşâ tâifeten minkum, ve tâifetun kad ehemmethum enfusuhum yezunnûne billâhi gayrel hakkı zannel câhiliyyeh(câhiliyyeti), yekûlûne hel lenâ minel emri min şey’(şey’in), kul innel emre kullehu lillâh(lillâhi), yuhfûne fî enfusihim mâ lâ yubdûne lek(leke), yekûlûne lev kâne lenâ minel emri şey’un mâ kutilnâ hâhunâ, kul lev kuntum fî buyûtikum le berezellezîne kutibe aleyhimul katlu ilâ medâciihim, ve li yebteliyallâhu mâ fî sudûrikum ve li yumahhısa mâ fî kulûbikum, vallâhu alîmun bi zâtis sudûr(sudûri).