Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Bakara) 2:97

De ki: “Kim oldu bir düşman Cibrîl'e282; öyle ki doğrusu o (Cibril) indirdi onu (Kur’an’ı) senin kalbine; Allah'ın izniyle”; bir musaddıktır140 onun iki elinin arasındaki* için; ve bir doğru yola kılavuzdur; ve bir müjdedir müminler27 için.

-282-

282Yüce Allah'ın indinde/katında/arşında bulunan şerefli bir varlık. Kendisine elçilik görevi verilmiştir. Evrenimizin bir üst boyutunda bulunan arşta bulunur. Kendi iradesi/aklı vardır. Ancak yaratılış gereği insanlardaki gibi fücur (psikanalizdeki 'id') sahibi değildir. Asla kötülük düşüncesi oluşturamaz. İradesiyle oluşturduğu her fikir mutlak ki takva içerir. Levh-i Mahfuz’a (Korunmuş Levha'ya) yani holografik evren prensibi kapsamınsa evrenimizi bir üst boyuttan saran, evrenin zaman dahil tüm kuantum bilgilerini muhafaza eden rakamlanmış/kodlanmış 2D zara/membrana erişim hakkı vardır. Bu nedenle evrenin her zamanında ve her yerinde aynı anda bulunabilir. Matrix filmindeki ajanlar gibidir. Kendisine Yüce Allah tarafından bahşedilen Levh-i Mahfuz’u kodlama yetkisi gereği evren içinde diledikleri şekle dönüşebilir. Evrenimizin en küçük yapı taşı 1.65x10-35 metre uzunluğundaki bir sicimdir/iptir. Her sicimin titreşimi bir müzik aletinin telinin titreşmesi sonucu özel bir ses çıkarması gibi kendine özel atom altı parçacıkları oluşturur. Sicimler titreşim bilgilerini ruh aracılığıyla Levh-i Mahfuz’dan alır. Levh-i Mahfuz rakamlanmış bilgiyi ruh aracılığıyla sicimlere aktarır. Işık hızında yazan bir 3D printer/yazıcı gibi evreni canlandırır. Cibrîl Levh-i Mahfuz’u kodlayarak sicimlerin titreşimini değiştirir ve farklı atom altı parçacıkları oluşturarak farklı atomları oluşturur. Böylece elçiye bir insan şeklinde seslenebilir. Bir ağaç içinden seslenebilir. Bir ateş içinden seslenebilir. Şerefli elçi Cibrîl’in şerefli Kur’an’ı Muhammed peygamberin beyin ve kalpte bulunan sinir hücrelerine indirmesini yine Levh-i Mahfuz’u kodlayarak sicimler üzerinden gerçekleştirdiğini anlarız. Böylece Muhammed peygamber ezberlemek zorunda kalmadan tüm Kur’an’ı bilmiş olmaktadır.

Kur’an’dan Cibrîl benzeri farklı varlıkların da insanlarla temas kurduklarını anlıyoruz. Ashab-ı Kehf (Mağara yoldaşları) gençlerine zaman yolculuğu yaptıran Rakim/rakamlayıcı yoldaşları kendilerine Levh-i Mahfuz’u kodlama yetkisi verilen şerefli varlıklardır. İbrahim peygambere, Lut peygambere ve Meryem’e gelen elçiler de Cibrîl benzeri şerefli varlıklardır.

-140-

140Doğrulayıp tasdik edici. Sadece tasdik edici değil; aynı zamanda yanlış olanın doğrusunu tasdik edici. 

-27-

27İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.   

*Tevrat
(Bakara) 2:97

  # 

     Kelime    

    Anlam    

    Arapça    

 Kök 

1

kul

de ki

قُلْ

قول

2

men

kim

مَنْ

-

3

kane

oldu

كَانَ

كون

4

aduvven

bir düşman

عَدُوًّا

عدو

5

licibrile

Cibril'e

لِجِبْرِيلَ

-

6

feinnehu

öyle ki doğrusu o (Cibril)

فَإِنَّهُ

-

7

nezzelehu

indirdi onu (Kur’an’ı)

نَزَّلَهُ

نزل

8

ala

عَلَىٰ

-

9

kalbike

kalbine (senin)

قَلْبِكَ

قلب

10

biizni

izniyle

بِإِذْنِ

اذن

11

llahi

Allah'ın

اللَّهِ

-

12

musaddikan

bir musaddık

مُصَدِّقًا

صدق

13

lima

لِمَا

-

14

beyne

arasındaki için

بَيْنَ

بين

15

yedeyhi

iki ellenin onun

يَدَيْهِ

يدي

16

ve huden

ve bir doğru yol kılavuz

وَهُدًى

هدي

17

ve buşra

ve bir müjde

وَبُشْرَىٰ

بشر

18

lilmu'minine

müminler için

لِلْمُؤْمِنِينَ

امن

104|2|97|قُلْ مَن كَانَ عَدُوًّا لِّجِبْرِيلَ فَإِنَّهُۥ نَزَّلَهُۥ عَلَىٰ قَلْبِكَ بِإِذْنِ ٱللَّهِ مُصَدِّقًا لِّمَا بَيْنَ يَدَيْهِ وَهُدًى وَبُشْرَىٰ لِلْمُؤْمِنِينَ
97. Kul men kâne aduvven li cibrîle fe innehu nezzelehu alâ kalbike bi iznillâhi musaddikan limâ beyne yedeyhi ve huden ve buşrâ lil mu’minîn(mu’minîne).