Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Bakara) 2:93

Ve aldığımız zaman mîsâklarını281; ve yükselttik üstlerine onların turu/dağı; “Tutun/edinin verdiğimizi sizlere bir kuvvetle; ve işitin”; dediler: “İşittik ve isyan ettik”; ve içirildi/emdirildi kalplerine buzağı kâfirlikleriyle25; de ki: “Ne bedbahtlıktır/perişanlıktır; emretti sizlere onu imanınız; eğer olduysanız müminler*.”

-281-

281Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

-25-

25Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.  

*Gerçekten bu şekilde iman etmişseniz, kalpten iman etmişseniz durumunuz vahim demektir. 
(Bakara) 2:93

  # 

     Kelime    

    Anlam    

    Arapça    

 Kök 

1

ve iz

ve o zaman

وَإِذْ

-

2

ehazna

aldık

أَخَذْنَا

اخذ

3

misakakum

mîsâklarını

مِيثَاقَكُمْ

وثق

4

ve rafea'na

ve yükselttik

وَرَفَعْنَا

رفع

5

fevkakumu

üstlerine onların

فَوْقَكُمُ

فوق

6

t-tura

turu/dağı

الطُّورَ

طور

7

huzu

tutun/edinin

خُذُوا

اخذ

8

ma

مَا

-

9

ateynakum

verdiğimizi sizlere

اتَيْنَاكُمْ

اتي

10

bikuvvetin

bir kuvvetle

بِقُوَّةٍ

قوي

11

vesmeu

ve işitin

وَاسْمَعُوا

سمع

12

kalu

dediler

قَالُوا

قول

13

semia'na

işittik

سَمِعْنَا

سمع

14

ve asayna

ve isyan ettik

وَعَصَيْنَا

عصي

15

ve uşribu

ve içirildi/emdirildi

وَأُشْرِبُوا

شرب

16

fi

فِي

-

17

kulubihimu

kalplerine

قُلُوبِهِمُ

قلب

18

l-icle

buzağı

الْعِجْلَ

عجل

19

bikufrihim

kâfirlikleriyle

بِكُفْرِهِمْ

كفر

20

kul

de ki

قُلْ

قول

21

bi'sema

Ne bedbahtlıktır/perişanlıktır

بِئْسَمَا

باس

22

ye'murukum

emretti sizlere

يَأْمُرُكُمْ

امر

23

bihi

onu

بِهِ

-

24

imanukum

imanınızın

إِيمَانُكُمْ

امن

25

in

eğer

إِنْ

-

26

kuntum

olduysanız

كُنْتُمْ

كون

27

mu'minine

müminler

مُؤْمِنِينَ

امن

100|2|93|وَإِذْ أَخَذْنَا مِيثَٰقَكُمْ وَرَفَعْنَا فَوْقَكُمُ ٱلطُّورَ خُذُوا۟ مَآ ءَاتَيْنَٰكُم بِقُوَّةٍ وَٱسْمَعُوا۟ قَالُوا۟ سَمِعْنَا وَعَصَيْنَا وَأُشْرِبُوا۟ فِى قُلُوبِهِمُ ٱلْعِجْلَ بِكُفْرِهِمْ قُلْ بِئْسَمَا يَأْمُرُكُم بِهِۦٓ إِيمَٰنُكُمْ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ
93. Ve iz ehaznâ mîsâkakum ve refa’nâ fevkakumut tûr(tûra), huzû mâ âteynâkum bi kuvvetin vesmeû kâlû semi’nâ ve aseynâ ve uşribû fî kulûbihimul icle bi kufrihim kul bi’se mâ ye’murukum bihî îmânukum in kuntum mu’minîn(mu’minîne).