Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Bakara) 2:87

Ve ant olsun verdik Musa'ya kitabı*; ve gönderdik resûller418 kafiyeli/ahenkli (olarak)** ardından onun (Musa’nın); ve verdik Meryem oğlu Îsa'ya beyanlar226; ve destekledik onu kutsal ruhla279; öyle (değil) mi? Her ne zaman geldi/ulaştı sizlere bir resûl418, nefislerinizin201 hevâsına278 uymayanla; büyüklendiniz/kibirlendiniz; öyle ki bir fırka/grup yalanlarsınız195; ve bir fırka/grup katledersiniz35.

-418-418Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.  -226-

226Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

-279-279Ruh canlandıran demektir. Evrenimizi bir üst boyuttan saran, 2D zar olan Levh-i Mahfûz'daki bilgiyi evrenin içine ileten, ışık hızında hareket eden mekanizmadır. Evrenin en küçük yapı taşları olan sicimlerin nasıl titreşeceği bilgisini taşır. Levh-i Mahfûz bilgi içeren bir 2D film şeridiyse, onu duvara yansıtan ruhtur. Duvardaki yansıma da evrendir. Anlaşılır ki Cibrîl gibi, Ashab-ı Rakim gibi Levh-i Mahfûz'u yeniden kodlama yetkisi verilen şerefli elçilerin kodladıkları bu bilgiyi evrene yansıtan ruh da mutlak ki kutsaldır. Asla değiştirilemez. Dışardan asla müdahale edilemez. Gerçekleşmesi asla önlenemez. Evrenin dışında bulunan başka varlıklar da bu kutsal canlandıran yansımaya asla müdahale edemez. -201-

201Benlik, kişilik, öz varlık.

-278-

278İstek, heves, meyil, sevme, düşme, ihtiras, rağbet.

-195-

195Yüce Allah'ın ayetlerini kabul etmemek, ayetler hakkında yalan söylemek, ayetleri çarpıtmak, ayetleri yanlış yönlendirmek. Ahiret hayatına iman etmeyen ateistler, deistler vb. herkes Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlamıştır. Kur'an ayetlerini söylentilere/hadislere boğduranlar, ayetlerin hükmünü tamamı zan olan söylentilerle/hadislerle düşüren müşrik ve münafıklar da ayetleri yalanlayanlardır. 

-35-

35Öldürmek, savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek.

*Tevrat

**Bir düzene bağlı şekilde.  

(Bakara) 2:87

  # 

     Kelime    

    Anlam    

    Arapça    

 Kök 

1

velekad

ve ant olsun

وَلَقَدْ

-

2

ateyna

verdik

اتَيْنَا

اتي

3

musa

Musa'ya

مُوسَى

-

4

l-kitabe

kitabı

الْكِتَابَ

كتب

5

ve kaffeyna

ve gönderdik kafiyeli/ahenkli

وَقَفَّيْنَا

قفو

6

min

مِنْ

-

7

bea'dihi

ardından onun (Musa’nın)

بَعْدِهِ

بعد

8

bir-rusuli

resuller

بِالرُّسُلِ

رسل

9

ve ateyna

ve verdik

وَاتَيْنَا

اتي

10

iysa

Îsa'ya

عِيسَى

-

11

bne

oğlu

ابْنَ

بني

12

meryeme

Meryem

مَرْيَمَ

-

13

l-beyyinati

beyanlar/deklarasyonlar

الْبَيِّنَاتِ

بين

14

ve eyyednahu

ve destekledik onu

وَأَيَّدْنَاهُ

ايد

15

biruhi

ruhla

بِرُوحِ

روح

16

l-kudusi

kutsal

الْقُدُسِ

قدس

17

efekullema

öyle mi? her ne zaman

أَفَكُلَّمَا

كلل

18

ca'ekum

geldi/ulaştı sizlere

جَاءَكُمْ

جيا

19

rasulun

bir resul

رَسُولٌ

رسل

20

bima

بِمَا

-

21

la

لَا

-

22

tehva

hevâsına uymayanla

تَهْوَىٰ

هوي

23

enfusukumu

nefislerinizin

أَنْفُسُكُمُ

نفس

24

stekbertum

büyüklendiniz/kibirlendiniz

اسْتَكْبَرْتُمْ

كبر

25

feferikan

öyle ki bir fırka/grup

فَفَرِيقًا

فرق

26

kezzebtum

yalanlarsınız

كَذَّبْتُمْ

كذب

27

ve ferikan

ve bir fırka/grup

وَفَرِيقًا

فرق

28

tektulune

katledersiniz

تَقْتُلُونَ

قتل

94|2|87|وَلَقَدْ ءَاتَيْنَا مُوسَى ٱلْكِتَٰبَ وَقَفَّيْنَا مِنۢ بَعْدِهِۦ بِٱلرُّسُلِ وَءَاتَيْنَا عِيسَى ٱبْنَ مَرْيَمَ ٱلْبَيِّنَٰتِ وَأَيَّدْنَٰهُ بِرُوحِ ٱلْقُدُسِ أَفَكُلَّمَا جَآءَكُمْ رَسُولٌۢ بِمَا لَا تَهْوَىٰٓ أَنفُسُكُمُ ٱسْتَكْبَرْتُمْ فَفَرِيقًا كَذَّبْتُمْ وَفَرِيقًا تَقْتُلُونَ
87. Ve lekad âteynâ mûsâl kitâbe ve kaffeynâ min ba’dihî bir rusuli ve âteynâ îsâbne meryemel beyyinâti ve eyyednâhu bi rûhil kudus(kudusi), e fe kullemâ câekum resûlun bimâ lâ tehvâ enfusukumustekbertum, fe ferîkan kezzebtum ve ferîkan taktulûn(taktulûne).