Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Bakara) 2:83

Ve aldığımız zaman bir mîsâk281 İsrailoğullarından; kulluk46 etmeyesiniz; ancak Allah'a; ve ana babaya bir güzellik; ve yakınlık sahibine130 (de); ve yetimlere131 (de); ve miskinlere113 (de); ve deyin insanlar için güzelliği; ve ikame572 edin salâtı5; ve verin zekâtı10; sonra biraz dışında sizlerden döndünüz; ve sizler direnç gösterenlersiniz/karşı çıkanlarsınız.

-281-

281Antlaşma, sözleşme, ahit, söz.

-46-

46Köle olmak/dini hüküm koyucu olarak sadece Yüce Allah'ı bilmek. Sadece O'na tapınmak. O'nun astından ilahlar edinmemek. Yüce Allah'ın kelamı olan sadece Kur'an'ın hükümlerine tabi olmak.  

-130-

130Her türlü yakınlık sahibi. Soy yakınlığı, mekan yakınlığı vb.

-131-

131Anne veya babanın en az birisinden yoksun olan. Kendi geçimini sağlayacak güce ve akla henüz ulaşmamış olan çocuk.  

-113-

113Açlık sınırında yaşayan.

-572-572Ayağa kaldırmak, dikmek, kaldırıp devam ettirmek, ortaya koymak, meydana çıkarmak, ayakta tutmak. -5-

5Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

-10-

10Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür. 

(Bakara) 2:83

  # 

     Kelime    

    Anlam    

    Arapça    

 Kök 

1

ve iz

ve o zaman

وَإِذْ

-

2

ehazna

aldık

أَخَذْنَا

اخذ

3

misaka

bir sözleşme/misak

مِيثَاقَ

وثق

4

beni

oğullarından

بَنِي

بني

5

israile

İsrail

إِسْرَائِيلَ

-

6

la

لَا

-

7

tea'budune

kulluk etmeyesiniz

تَعْبُدُونَ

عبد

8

illa

ancak

إِلَّا

-

9

llahe

Allah'a

اللَّهَ

-

10

ve bil-valideyni

ve ana babayla

وَبِالْوَالِدَيْنِ

ولد

11

ihsanen

bir güzellik

إِحْسَانًا

حسن

12

ve zi

ve sahibine (de)

وَذِي

-

13

l-kurba

yakınlık

الْقُرْبَىٰ

قرب

14

velyetama

ve yetimlere (de)

وَالْيَتَامَىٰ

يتم

15

velmesakini

ve miskinlere/açlık sınırında yaşayanlara (da)

وَالْمَسَاكِينِ

سكن

16

ve kulu

ve deyin

وَقُولُوا

قول

17

linnasi

insanlar için

لِلنَّاسِ

نوس

18

husnen

güzelliği

حُسْنًا

حسن

19

ve ekimu

ve dikin/ayağa kaldırın

وَأَقِيمُوا

قوم

20

s-salate

salatı

الصَّلَاةَ

صلو

21

ve atu

ve verin

وَاتُوا

اتي

22

z-zekate

zekâtı

الزَّكَاةَ

زكو

23

summe

sonra

ثُمَّ

-

24

tevelleytum

döndünüz

تَوَلَّيْتُمْ

ولي

25

illa

dışında

إِلَّا

-

26

kalilen

bir az

قَلِيلًا

قلل

27

minkum

sizlerden

مِنْكُمْ

-

28

ve entum

ve sizler

وَأَنْتُمْ

-

29

mua'ridune

direnç gösterenlersiniz /karşı çıkanlarsınız

مُعْرِضُونَ

عرض

90|2|83|وَإِذْ أَخَذْنَا مِيثَٰقَ بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ لَا تَعْبُدُونَ إِلَّا ٱللَّهَ وَبِٱلْوَٰلِدَيْنِ إِحْسَانًا وَذِى ٱلْقُرْبَىٰ وَٱلْيَتَٰمَىٰ وَٱلْمَسَٰكِينِ وَقُولُوا۟ لِلنَّاسِ حُسْنًا وَأَقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتُوا۟ ٱلزَّكَوٰةَ ثُمَّ تَوَلَّيْتُمْ إِلَّا قَلِيلًا مِّنكُمْ وَأَنتُم مُّعْرِضُونَ
83. Ve iz ehaznâ mîsâka benî isrâîle lâ ta’budûne illâllâhe ve bil vâlideyni ihsânen ve zil kurbâvel yetâmâ vel mesâkîni ve kûlû lin nâsi husnen ve ekîmûs salâte ve âtûz zekât(zekâte), summe tevelleytum illâ kalîlen minkum ve entum mu’ridûn(mu’ridûne).